MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Mağdurun evinden çalınan cep telefonlarının aynı gün, hırsızlık eyleminden çok kısa bir süre sonra sanık ve eşi tarafından kullanılması, telefonlardan bir tanesinin mağdura ait hat ile kullanılarak sanığın eşi, babası ve akrabalarının arandığının anlaşılması, sanığın cep telefonlarını satın aldığını söylediği tanıklar...ve...'nun, "Belirtilen imei nosundaki telefonları satmadıklarını..." bildirmeleri karşısında; mahkemenin hırsızlık suçunun sabit olduğuna ilişkin kabulü, oluşa ve dosya içeriğine uygun olduğundan tebliğnamedeki bu husustaki bozma düşüncesine katılınmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir, bu sürenin alt sınırı mahkum olunan ceza süresinden az olamaz. Hapis cezasının ertelenmesinin yasal sonucu olmasından dolayı zorunlu olarak hükmedilmesi gereken “denetim süresine” ilişkin hatalar “aleyhe değiştirme yasağına” konu oluşturmaz.Somut olayda, hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildiği halde, denetim süresinin bu süreden az olacak şekilde 1 yıl olarak belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 5237 sayılı TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca belirlenen “bir yıl denetim süresinin” “bir yıl sekiz ay” olarak düzeltilmesine karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Mağdurun evinden çalınan cep telefonlarının aynı gün, hırsızlık eyleminden çok kısa bir süre sonra sanık ve eşi tarafından kullanılması, telefonlardan bir tanesinin mağdura ait hat ile kullanılarak sanığın eşi, babası ve akrabalarının arandığının anlaşılması, sanığın cep telefonlarını satın aldığını söylediği tanıklar ... ve ....'nun, "Belirtilen imei nosundaki telefonları satmadıklarını..." bildirmeleri karşısında; mahkemenin konut dokunulmazlığını bozma suçunun sabit olduğuna ilişkin kabulü, oluşa ve dosya içeriğine uygun olduğundan tebliğnamedeki bu husustaki bozma düşüncesine katılınmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı ve konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin de bulunmadığı gözetilmeden, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, “Sanığın eylemi nedeniyle mağdurun uğramış olduğu zararı gidermediği anlaşıldığından böylelikle yasal koşulları oluşmadığından sanık hakkındaki hükmün CMK 231/5 maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 06/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.