Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12090 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22969 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 6 - 2010/141586MAHKEMESİ : Tire Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 11/02/2009NUMARASI : 2008/180 (E) ve 2009/65 (K)SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı Yasanın 35/1 maddesi uyarınca sosyal inceleme raporu aldırılmadan, aynı yasanın 35/3 maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden yazılı biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması 2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı ve konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve suça sürüklenen çocukların sabıkasız oldukları gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “yasal şartlar bulunmadığından ( katılanın zararı giderilmeden) sanıkların üzerine atılı konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ” biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3- Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 5237 Sayılı TCK'nın 50/1-f maddesinde, gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya karar verilebileceği belirtilmesine rağmen, suça sürüklenen çocukların gönüllü olup olmadığı sorulmadan yazılı şekilde karar verilmesi, 4- 5237 sayılı TCK.nun 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK.nun 50/6.maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK.nun 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 5- Soruşturma aşamasında suça sürüklenen çocuk M. E. alınan beyanında, suçunu ikrar ederek sattığı suça konu eşyanın bedelini diğer suça sürüklenen çocuklar ile paylaştığını, kendi hissesine düşen 60 TL parayı rızası ile teslim etmek istediğini beyan ettiği, kolluk görevlilerince suça sürüklenen çocuk tarafından verilen 60 TL nin muhafaza altına alındığının anlaşılması karşısında; kısmi iade nedeniyle yakınanın rızası olup olmadığı sorularak 5237 sayılı TCK’nun 168/4.maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 168/1.maddesinin hükümlü hakkında uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.