Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12040 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24390 - Esas Yıl 2013
Tebliğname No : 6 - 2012/27803MAHKEMESİ : Menemen 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/09/2011NUMARASI : 2011/30 (E) ve 2011/475 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Dosyada mevcut 01/12/2010 tarihli tutanağa göre, suça sürüklenen çocuk Ali' yi teşhis eden tanık Raziye' nin, 01/06/2011 tarihli duruşmada, olay günü saat 21:00 sularında balkonda oturduğu sırada apartmana iki çocuğun girdiğini, sonra bisikleti alıp çıktıklarını gördüğünü, çocuklardan birini iyice gördüğünü ve sol yanağında siyah bir leke olduğunu, duruşmada hazır bulunan temyiz dışı beraat eden suça sürüklenen çocuk Fırat' ın gördüğü çocuklardan biri olmadığını beyan etmesi karşısında, bu hususun suça sürüklenen çocuk Ali üzerinde araştırılarak, gerekirse yeniden tanık ve suça sürüklenen çocuk yüzleştirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK'nın 31/2 maddesi uyarınca hırsızlık suçu yönünden alındığı halde konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılay??p algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda uzman hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, 3-Suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçlardan mahkumiyet hükmü kurulurken, Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 4-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde, hırsızlık suçunun gece işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı TCY.nın 143. maddesi uyarınca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst oranda artırım yapılması, 5-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, 6-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; yakınanın, suça sürüklenen çocuğa yüklenen hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından doğan herhangi bir maddi zararlarının bulunmadığı ve sabıkasındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5271 Sayılı CMK’nun 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, gerekçede “daha önceden hakkında çok sayıda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği dikkate alınarak” biçimindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 05/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.