Tebliğname No : 4 - 2009/95394MAHKEMESİ : Safranbolu Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/11/2008NUMARASI : 2008/212 (E) ve 2008/217 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCY.nın 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Suç için, yasada, kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza (hapis cezası) ve para cezası seçenekli olarak öngörülmüş olup da, mahkemece özgürlüğü bağlayıcı cezaya (hapis cezasına) hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez (Yeni TCY.m.50/2). Bu durumda, yasada yalnızca adli para cezasına çevrilemeyeceği belirtildiği için, önlemlere çevrilebilir. 5237 sayılı TCY.nın 125/3-a maddesindeki suç tanımında, hapis cezası ile adli para cezası seçenekli olarak öngörülmüştür. Mahkemece hapis cezasına hükmedilmesine karşın, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden, hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülmesi suretiyle aynı Yasanın 50/2.maddesine aykırı davranılması, 3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 esas ve 2009/13 karar sayılı kararında belirtildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararın esas alınması, manevi zararın bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, somut olayda müştekinin tazminat istemi bulunmadığı gibi dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan ve hakimin basit bir araştırma ile saptayabileceği herhangi bir maddi zararının bulunmadığı; kayden sabıkasız olan sanık hakkında 5271 Sayılı CMY.nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken “Sanığın suçun işlenmesiyle, şikayetçi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen gidermemesi” biçimindeki yasal ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme uygun olarak BOZULMASINA, sonuç ceza bakımından 1412 sayılı CMUY.nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 08/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.