Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12002 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27037 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 4 - 2009/51560MAHKEMESİ : Güdül Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/12/2008NUMARASI : 2007/14 (E) ve 2008/52 (K)SUÇ : Görevliye hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükmün O yer Cumhuriyet Savcısı tarafından da temyiz edildiği belirlenerek yapılan incelemede, Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5237 sayılı TCK.nun 51.maddesi gereğince suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatın oluşup oluşmadığı hususunu irdeleyen gerekçeye dayandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Sanığın adli sicil kaydındaki mahkumiyetlerinin silinme koşullarının oluşmuş olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği nazara alınarak, 5271 sayılı CMK.nun 231/5.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, aynı maddenin 6.fıkrası gereğince ‘Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda bir kanaate varılıp varılmadığı ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği’ hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 4- 5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin 1.fıkrasının ‘a,b,c,d,e’ bentlerindeki haklardan yoksun bırakılmanın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin ise aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, O yer C.Savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 08/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.