Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11930 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20864 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, iftira HÜKÜM : Mahkumiyet, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5560 sayılı Kanunla değişik CMK.’nun 231.maddesinin 12.fıkrası uyarınca itirazı kabil kararlardan olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, 5271 sayılı CMK.nun 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA 3-Suça sürüklenen çocuk ... Yelaldı hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak; 5237 sayılı TCK'nın 31/1. ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11/1. maddeleri uyarınca, 5395 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, cezai sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 Sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca danışmanlık ve eğitim tedbirlerine hükmedilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 Sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak; bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının suça sürüklenen çocuk hakkında danışmanlık tedbiri uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,4-Sanık ... hakkında hırsızlık ve iftira, sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, a-Sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun katılana ait araçtaki eşyaları çaldıktan sonra katılan ve tanık ... tarafından takip edildikleri, sanıkların önce çaldıkları eşyaları araçtan attıkları, bir süre sonra sanıklar ... ve ...'ın içinde bulundukları araçtan inip katılanın aracının önüne geçerek takibe engel olmaya çalıştıkları, bu sırada olay yerine gelen jandarma görevlilerinin benzinlikten çıkan sanık ...'ın içinde kullandığı aracı durdurup diğer sanıkların da kesintisiz takip socucu yakalandıklarının anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden suça konu eşyaların değerinin azlığı nedeniyle araçtan dışarı attıkları şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle teşebbüs hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, b-5237 sayılı TCK'nın 31/1. ve 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11/1. maddeleri uyarınca, 5395 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, cezai sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet hükmü kurulan suça sürüklenen çocuk ... Yelaldı hakkında 5395 Sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca danışmanlık tedbirine hükmedilmesi, c-Yakalandığı sırada önce ...'a ait kimlik bilgilerini daha sonra da kardeşi ...'a ait kimlik bilgilerini veren sanık ...'nın Cumhuriyet savcılığındaki 20.06.2011 tarihli beyanında iftirasından dönüp gerçek kimliğini söylediği anlaşılmakla, hakkında TCK'nun 269/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar, suça sürüklenen çocuk ve müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.