Tebliğname No : 2 - 2012/166226MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/03/2012NUMARASI : 2011/218 (E) ve 2012/173 (K)SUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığının bozma, Mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-) Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Yasanın 26.maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2.maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından suça sürüklenen çocuklar müdafinin temyiz isteğinin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2-) Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozmak suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; 5271 sayılı CMK.nun 185. maddesine aykırı olarak 18 yaşını bitirmeyen suça sürüklenen çocuk A.. Ş.. hakkında 10.01.2012 tarihli duruşmanın kapalı yerine açık yapılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemi??tir. Ancak; a-) Suç tarihi itibarıyla 12 yaşını bitirip 15 yaşını tamamlamayan suça sürüklenen çocukların işlediği hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulacak sosyal inceleme raporu alınmayarak ve sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeyerek, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine aykırı davranılması, b-) Kuşku üzerine yakalanan suça sürüklenen çocukların suçlarını ikrar edip henüz başvurusu olmayan mağdureye iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında haklarında 5237 sayılı TCK’nun 168/8.maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c-) 5320 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde, CYY gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafii ve vekile ücret ödeneceği, bu ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı, CYY'nın 324. maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı ve aynı Yasanın 325 maddesinde de, bütün yargılama giderlerinin cezaya ya da güvenlik tedbirine mahkum edilen sanığa yükleneceğinin düzenlenmiş olmasına karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesinde, her sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin yasa gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye göre, Hakim, uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal yasalarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki uluslar arası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında; CYY'nın 150/2. maddesi uyarınca, Baroya yazı yazılarak 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocukların savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden boşta gezdiği ve mali geliri bulunmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğunun gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 02.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.