Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11302 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21234 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/165714MAHKEMESİ : Körfez 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/07/2011NUMARASI : 2008/128 (E) ve 2011/365 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I-Suç tarihinde yakınana ait evde gerçekleşen hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarına ilişkin sanığın suçun işlendiği ilçeye hiç gitmediğini, suçu işlemediğini, rahatsızlığından dolayı suç konusu telefonu kullanıp kullanmadığını ve kullandığı telefon numaralarını hatırlamadığına yönelen beyanlarına karşın, sanık adına kayıtlı hatta ilişkin belgeler getirtilip incelenerek, ayrıca sanık adına kayıtlı bu hatla ilgili görüşme kayıtları temin edilip suç tarihinde sanık tarafından fiilen kullanılıp kullanılmadığı saptanarak sonucuna göre kanıtlar birlikte değerlendirilerek, hukuki durumunun takdiri gerektiği gözetilmeden sanığın atılı suçlardan cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu kararda gösterilmeden, "...çalınan cep telefonun hırsızlıktan hemen sonra sanığın adına kayıtlı telefon numarası ile kullanılması ve sanığın suç konusu telefonu başka bir kişiden almasınında mümkün olmadığı" şeklindeki yetersiz gerekçeyle sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi, II-Kabule göre de; 1-Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin ekinde sunduğu sanığın akıl sağlığına ilişkin hastane raporları ve sanığın psikolojik rahatsızlığının bulunduğu yönündeki savunması karşısında, sanığın psikolojik rahatsızlığından dolayı tedavi gördüğü hastanelerdeki, tedavi evrakları ve kullandığı ilaçlara ilişkin belgelerin temin edilerek suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde, varsa azalmanın önemli derecede olup olmadığı, 5237 Sayılı TCK’nın 32.maddesi kapsamında cezai ehliyetini etkileyen akıl hastalığının bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas kurulundan ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinden sanığın akıl hastası olup olmadığına dair rapor aldırılarak sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11–250 esas, 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, olayda yakınanın bir tazminat talebi bulunmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen konut dokunulmazlığının ihlali suçundan doğan herhangi bir maddi zararın da bulunmadığı ve sanığın adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu, sanığın kovuşturma evresinde sorgusunun talimat yoluyla alındığı, sanığın mahkumiyet kararını veren hakim tarafından hiç görülmediği, talimat yazılan mahkemenin sorgu sırasında sanığın olumsuz tutum ve davranış sergilediğine dair bir tespitinin duruşma tutanağına geçirilmemiş olduğu ve konut dokunulmazlığının ihlali hükmolunan cezanın tür ve süresi itibariyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel bir durumunun bulunmadığı anlaşılan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “sanığın suç işleme hususundaki eğilimi, sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaat edinilmediğinden,şartları gerçekleşmeyen” biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.