Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1083 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21504 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı TCK'nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden uzman hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun yaptığı işin bilincinde olduğundan bahisle işlediği suçların farik ve mümeyyizi olduğuna ilişkin ......Devlet Hastanesinde çalışan genel cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen 13.10.2010 tarihli rapor ile yetinilerek eksik soruşturma sonucu yazılı şeklide hüküm kurulması, 2- Suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda "algılama yeteneğinin zayıf olduğunun" belirtilmesi karşısında; suça sürüklenen çocuğun Adli Tıp Kurumuna ya da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevk edilerek üzerine atılı suçları işlediği sırada 5237 sayılı TCK'nın 32/1. maddesi kapsamında, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalmaya neden olacak bir akıl hastalığının bulunup bulunmadığı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca akıl hastalığı derecesinde olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3- Hırsızlık suçu ile ilgili olarak; suça sürüklenen çocuğun, çaldığı ....sakladığı yeri kolluk görevlilerine göstermesi sonucu elde edilen suça konu levyenin soruşturma aşamasında yakınana iadesinin sağlandığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 4- 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirlerin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.