Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10807 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6592 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 2 - 2012/317080MAHKEMESİ : Ceyhan 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/10/2012NUMARASI : 2010/121 (E) ve 2012/665 (K)Suç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi kapsamında ceza tayini hakimin takdir ve değerlendirme yetkisinde ise de; bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması, cezanın belirlenmesi sırasında dayanılan gerekçenin yargılama konusu eylemin niteliği ve dosya içeriğine uygun olarak irdelenip denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda, suça sürüklenen çocukların suç tarihi itibari ile kasıtlı suçtan sabıkalarının bulunmadığı gibi, yargılama aşamasında etkin pişmanlık göstererek tevil yollu ikrarda bulunmaları ve yakınanın suç nedeniyle uğradığı zararı karşıladıklarının anlaşılması karşısında, ayrıca hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarının işleniş biçiminin ve suçun işlendiği yerin temel cezanın belirlenmesinde asgari hadden ayrılmayı gerektirir ayırıcı bir özelliğinin olmadığı gibi aynı şekilde suçun işlenmesinde kullanılan özellik gösteren herhangi bir suç aletinin olmadığı, suçun işlendiği zaman ve vakit dilimin zaten her iki suç bakımından cezada arttırım nedeni ve suçun nitelikli hali olarak olarak 5237 sayılı Kanun'un 143 ve 116/4. maddelerinde düzenlendiği gözetilmeksizin, suça sürüklenen çocuklar hakkında her iki suçtan temel ceza belirlenirken “suçun işleniş şekli, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen zararın ağırlığı, suç konusunun önem ve değeri, suça sürüklenen çocukların kastının yoğunluğu, suç işlemedeki ısrarcı kişilikleri” biçimindeki dosya içeriğine ve somut olaya uygun düşmeyen, yetersiz gerekçe ile temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi,2- Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuklar A.. D.., R.. D.., A.. D.. ve M.. E.. hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan ve aynı kanunun 35/3.maddesine göre de sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesi gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,3- Yakınanın 19.10.2011 tarihli oturumda tüm zararının suça sürüklenen çocukların aileleri tarafından yargılama aşamasında giderildiğini, tazmini gerekir başkaca zararının bulunmadığını, suça sürüklenen çocuklar hakkında şikayetinin olmadığını ifade etmesi karşısında, yargılama aşamasında etkin pişmanlık gösteren suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 4- İş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması ve kabul edilmesi karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanmayarak eksik ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar Recep Daşçı, A.. D.., R.. D.., A.. D.., M.. E.. müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocukların her bir suçtan verilecek ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının korunmasına, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.