Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10375 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21960 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre hükmün; 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 Sayılı Kanunun 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddede, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dahil adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, sanığın temyiz isteminin 1412 Sayılı Kanunun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2- Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,3- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Yakınanın, işyerinde çalınan yedi adet cep telefonundan altı tanesinin suç tarihinden bir gün sonra kendisine kolluk görevlilerince teslim edildiğini beyan etmesi ve kolluk görevlilerince düzenlenen 27.12.2011 tarihli tutanak içeriğinden, sanığın suçu işlediği günün akşamında kendiliğinden karakola gelerek suç işlediğini kabul edip yanında getirdiği altı adet cep telefonunu teslim ettiği ve bu telefonların yakınana iade edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın soruşturma evresinde kısmi iadeyi sağladığı gözetilerek, yakınandan kısmi iade nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 168/1-4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre öncelikle TCK'nun 168/1.maddesinin uygulanmasının gerektiği gözetilmeden, yakınanın tüm zararlarının kovuşturma aşamasında giderildiği gerekçesiyle sanık hakkında aynı kanunun 168/2. maddesine göre indirim yapılması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.