Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10074 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22047 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 2 - 2012/172332MAHKEMESİ : Sakarya 2. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 15/03/2012NUMARASI : 2012/67 (E) ve 2012/98 (K)SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2- Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, a-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere; koşullu bir düşme nedeni olan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kurumunun (mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin) objektif koşulların varlığı halinde, mahkemece diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilmesi gerektiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade etmesi ve koşulların gerçekleşmesi halinde kamu davasının düşürülmesi olanağı sağlaması nedeniyle doğurduğu sonuçlar itibariyle 5237 sayılı TCK.nun 116/1 ve 151/1.maddeleri belirlenen hapis cezalarının aynı kanunun 50/1-d maddesi uyarınca internet kafelere ve oyun salonlarına gitmekten yasaklanmsı biçimindeki seçenek yaptırıma çevrilmesine göre sanık lehine olduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 esas, 2009/13 karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın mahkemece yapılacak basit bir araştırma sonucu belirlenen maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, katılanın maddi tazminat istemi bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan maddi bir zararının da belirlenemediği gözetilerek; 5271 sayılı CMK’ nın 231. maddesinin 6. fıkrasının ( b ) bendi uyarınca, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda oluşacak kanaate göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılamayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırıma çevrilmiş olması şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, b- 5237 sayılı TCY.nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCY.nın 50/6.maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCY.nın 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde, diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.