MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, İşyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;06.11.2009 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş olup, hükmün 28.04.2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın 02.09.2010 tarihinde yeni suç işlediği, bu suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği ve ihbar üzerine mahkemece dosyanın ele alınıp hükmün açıklandığı belirlenerek yapılan incelemede;1- Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Suça konu ilköğretim okulunun bir yıldan beri terk edilmiş olduğu, herhangi bir faaliyetin bulunmadığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b maddesi yerine, aynı Kanun’un 142/1-a maddesi ile uygulama yapılması her iki fıkradaki ceza sürelerinin aynı olması nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2- Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesine gelince; Şikayetçi okul müdürü ...’ın beyanı, olay tutanağı ve krokisi ile dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuğun hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği ilköğretim okulunun A blokunda bulunan konferans salonunun deprem riski nedeniyle bir yıldan beri kullanılmadığı, içindeki eşyaların tamamen boşaltıldığı, ara sıra kontrol amacıyla gidildiği, A blok için yıkım kararı alındığı ve okulun yan taraftaki B bloka taşındığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğa atılı işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun yasal öğelerinin oluşmadığı gözetilerek yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.