MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık (Değişen suç vasfına göre bedelsiz senedi kullanma)HÜKÜM : TCK'nın 73/1. ve CMK'nın 223/8. maddesi gereğince düşme Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında katılanın müşteki olarak gösterilmesi ve sanığın annesinin adının “....” yerine “....” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.Sanığın arsa almak istediği ve arkadaşı olan tanık ... vasıtasıyla katılan ve katılanın ailesi ile tanıştığı, katılanın annesine miras yoluyla intikal edecek olan bir arazide 4 dönümün 20.000 TL karşılığında sanığa satılması konusunda anlaşmaya varıldığı ve aralarında adi bir sözleşme imzaladıkları, sanığın parayı verdiği ve teminat istediği, katılanın başka bir yerde kendi adına kayıtlı olan taşınmazının tapu kaydına sanık lehine ipotek tesis edildiği, katılanın annesine miras intikalinin uzun sürmesi üzerine sanığın adi sözleşmeye dayanarak alacak davası açtığı ve icra yoluyla alacağını tahsil ettiği halde aynı borç nedeniyle tesis edilmiş olan ipoteğin de paraya çevrilmesi için icra takibi yapmak suretiyle alacağını ikinci defa tahsil yoluna gittiği ve bu şekilde haksız menfaat elde etmek istediği iddia olunan olayda; Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın savunmalarında katılanın annesine miras kalacak arsa ve katılanın adına kayıtlı olan arsayı ayrı ayrı satın aldığını, her ikisi için de ödeme yaptığını, katılanın annesine kalacak arsa devredilmeyince sözleşmeye dayanarak alacağını tahsil ettiğini, katılanın adına olan arsa üzerine konulan ipoteği ise paraya çevirmek istediğini savunduğu, katılanın adına kayıtlı arsanın tapu kaydına 02.09.2005 tarihinde sanık lehine tesis edilen ipoteğin hangi borçtan dolayı konulduğuna dair herhangi bir şerh yazılmadığı bu nedenle bedelsiz kalan senedin kullanılmasından bahsedilemeyeceği ve taraflar arasındaki anlaşmazlığın hukuki nitelikte bulunduğu anlaşıldığından sanığın beraati yerine yazılı gerekçeyle eylemin bedelsiz kalmış senedi kullanma suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.