Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7158 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17677 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 15 - 2013/288432MAHKEMESİ : İskenderun 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2012/81 (E) ve 2013/75 (K)Suç : Kamu kurumu zararına dolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü:15/09/1994 tarihinde mahkeme kararıyla eşinden resmen boşanan sanığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamayı sürdürmesine rağmen, 04/05/1994 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettiği ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nı dolandırdığı iddia edilen olayda;Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.Üstelik 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir. Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatına karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.