MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : 5237 sayılı TCK'nın 157/1, 168/1, 52, 53 ve 63 maddeleri gereğince 4 ay hapis ve 20 TL adli para cezası ile mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Tedavisi için ...'ya gelen mağdur ... ve babası Kazım ile hastane kafeteryasında tanışan sanığın, mağdur ...'in işsiz olduğunu öğrenmesi üzerine, iş bulma konusunda yardımcı olacağını ve iş başvurusunda kullanacağını söyleyerek mağdurları kandırarak 600 TL aldığı, bu surette sanığın hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, mağdur ve tanık beyanları ve tüm dosya kapsamında anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve ayrıca sanık tarafından zararının kovuşturma aşamasında giderilmiş olmasına karşın, soruşturma aşamasında giderildiği belirtilerek sanığın cezasından TCK 168/1 maddesi kapsamında indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;55237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine "TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi ve TCK'nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.