MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 53/1, 58/6. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 600 TL adli para cezası, hak yoksunluğu ve mükerrirlere özgü infaz rejimi.Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, sorgusunda bildirdiği adrese çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun'un 3. maddesi ile eklenen "bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır" hükmüne göre, tebligatın sanığın mernis adresine çıkarılırken sokak isminin eksik yazılarak usule aykırı olarak tebligat yapıldığının karşısında, sanık müdafiin temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelenmesinde;Sanığın, açık kimliği belirlenmeyen ve kendisini ... olarak tanıtan kişi aracılığı ile mağdur ... ile tanışıp evlenmek istediği, bu şekilde mağdur ile sanık arasında evlilik kararı alınıp bir miktar altın alınması için anlaşma sağlandığı, mağdurun sanığa 6.500 TL'lik ziynet eşyası, 500 TL tutarında da giyim eşyası aldığı, sanığın mağdurun evine geldikten sonra yanına ziynet eşyalarını alıp tuvalete gidiyorum bahanesi ile evden ayrıldığı, mağdurun ve yakınlarının takibi sonucu köy çıkışında yakalandığı ve kolluğa haber verilip akabinde mağdurun ziynet eşyalarını sanıktan aldığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda, Sanık savunması, mağdur beyanı ve dosya kapsamı itibariyle; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararına göre infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz istemlerinin reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN" ve "600 TL" ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN" ve "100 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.