Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5771 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15441 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli mala zarar verme, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmakHÜKÜM : 5237 sayılı TCK'nın 179/2 ve 53 maddeleri gereğince 6 ay hapis cezası ile, 5237 sayılı TCK'nın 152/1-a, 21/2 ve 53 maddeleri gereğince 8 ay hapis cezası ile mahkumiyetineDosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın suç tarihinde çalıntı olduğu anlaşılan ve terör olaylarında kullanabileceği ihbar olunan araç ile Mardin iline girdiğinin anlaşılması üzerine, aracın kolluk kuvvetleri tarafından takibe alınarak Devlet Hastanesi önünde durdurulmaya çalışıldığı, ancak sanığın dur ihtarına uymayarak hızını artırmak suretiyle kalabalık halde bulunan şehir merkezi içerisine doğru, başkalarının hayat ve sağlığını tehlikeye atabilecek şekilde kaçmaya başladığı, bunun üzerine görevli polis memurları tarafından sanığın kaçış istikameti üzerine sivil ekip otosu ile barikat kurulduğu, sanığın ise barikat nedeniyle yolun darlaşmasından dolayı aracı ile geçemeyeceğini öngörmesine, rağmen geçiş yaptığı sırada ekip otosuna çarparak zarar verdiği, sanığın savunması, tanık beyanları, olay yeri inceleme ve yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, nitelikli mala zarar verme ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmak suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanıkların sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz başvuruları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkartılarak yerine “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.