Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 562 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4909 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında TCK'nın 157/1, 62, 53, 52/2 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 5.000 TL adli para cezası, hak yoksunluğu2- Sanık ... hakkında TCK'nın 157/1, 53, 52 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 6.000 TL adli para cezası, hak yoksunluğuDosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanıkların açık kimliği tespit edilemeyen şahıslarla oluşturdukları senaryo çerçevesinde öncelikle sanık ...'in asker arkadaşı olan şikayetçi Ramazan'ı telefonla aradıkları ve teyzeoğlunun gömü altın bulduğunu ve bunu ucuz fiyata satabileceklerini söyledikleri, numune olarak verdikleri bir gerçek altın ile güven telkin edip aldattıkları şikayetçilerden altın satma vaadiyle 6.000 TL paralarını alıp kaçtıkları anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.1- Sanık ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;TCK 53 ile ilgili Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştürYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, Ancak ;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 300 gün olarak tayin edilmesi; ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hususları, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "300 GÜN" ve "6.000 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN" ve "100 TL" terimlerinin eklenmesi; ayrıca hüküm fıkrasında yer alan TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Sanık ... yönünden kurulan hükmün incelenmesinde;UYAP'tan alınan 05/09/2014 tarihli nüfus kayıt örneğine göre sanığın, hüküm tarihinden sonra 06/07/2013 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, sanığın hukuki durumunun buna göre tayininde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükmün sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 01/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.