Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4197 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6672 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : Sanık ...: BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü:Suç tarihinin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 60 ve 5 günlük sürelerin bitim tarihi olan 17.06.2010 ve 06.05.2010 olmasına rağmen kararda 24/02/2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.Sanıklar...ve ... ile katılan şirket arasında, 08/06/2007, 30/11/2007, 25/09/2007 ve 04/09/2007 tarihlerinde Finansal Kiralama Sözleşmeleri akdedildiği, bu sözleşmeler gereği, katılan şirketin, kiracı sanığa sözleşmelerde belirtilen malzemeler teslim ettiği, sözleşmeler gereği ödenmesi gereken kira borçları vadesinde ödenmeyince kendisine 24/02/2010 tarihli ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 01.03.2010 ve 12.04.2010 tarihlerinde sanıklara tebliğ edildiği, buna göre, birikmiş tüm borçların temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi ve kiralanan malın belirtilen süre içinde katılan şirkete teslim etmesi istendiği, ancak sanıkların sürenin sonunda ihtarnameye konu borçlarını ödemediği gibi finansal kiralamaya konu malzemeleri de iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşıldığından sanıklar ... ve ...yönünden suçun sübutuna yönelik kabul ile sanık ...'nun şirket yetkilisi olmadığından bahisle hakkında beraat kararı verilmesine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanıklar ... ve ...hakkında verilen mahkumiyet kararında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi,2- Sanıklar... ve... hakkında verilen mahkumiyet kararında, TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,3-Sanık ...’nun beraat etmesi nedeniyle, 1136 sayılı Kanun'un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “100 gün”, “83 gün” ve “1.660 TL” ibarelerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “4 gün” ve “80 TL” ibarelerinin eklenmesi, yine hükümde yer alan sanıklar hakkında TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılmasına, ve yine hüküm fıkrasına "Sanık ...’nun kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.200 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.