MAHKEMESİ :...Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157, 43/2, 62, 52, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet , 1 yıl 15 gün hapis ve 600 TL adli para cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olduğunu beyan eden ve duruşmadan haberdar edilemeyen şikâyetçi ...'in 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesine göre, sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılarak aynı Kanun'un 237/2. maddesi uyarınca katılmasına karar verilerek ve gerekçeli karar kendisine tebliğ edilmediği için öğrenme üzerine yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 1- Katılanlar ... ve ... yokluğunda verilen 28/02/2012 tarihli kararın 16/04/2012 tarihinde tebliğ edildiği, katılanlar ... ve ... yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 07/05/2012 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Sanık ve katılan ...'in temyizine ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;Katılan ... ile bir başka kişi vasıtasıyla tanışan sanığın, katılana çocuklarını Devlet Demir Yolları kurumunda işe yerleştireceği vaadinde bulunarak katılan ...'den muhtelif zamanlarda birden fazla kez ve PTT havalesi yoluyla para alarak haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; sanığın savunmalarına, mağdur ve katılanların aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanırken, katılan ...'ten farklı zamanlarda ayrı ayrı para talep etmesi nedeniyle TCK'nın 43/1. maddesi yerine, iş bulma vaadinin katılan ...'in her iki oğluna yönelik olması nedeniyle sanık hakkında TCK'nın 43/2. maddesine göre uygulama yapılması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın ve katılan ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde “30 gün” olarak tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, a) Hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 gün" , 37 gün, 30 gün ve “600 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 gün", 6 gün, 5 gün ve “100 TL” ibarelerinin eklenmesi, suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.