Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 394 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5700 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :...Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Dolandırıcılık suçlarından TCK'nın 158/1-f, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 16.000 TL adli para cezası,TCK'nın 158/1-f, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 8.000 TL adli para cezası, resmi belgede sahtecilik suçlarından TCK'nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası, TCK'nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü:19.03.2009 günü HSBC banka ibraz edilen ve keşidecisi A... Triko Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. olan 4.800 TL meblağındaki çekin sahte olduğunun anlaşılması üzerine soruşturma başlatıldığı, çekte birinci ciro imzasının sahibi tanık ...'nin söz konusu bu çeki sanıktan aldığını ancak bankadan ödemeden men talimatı verildiğini öğrenince ciro imzasını karalayıp çeki sanığa iade ettiğini, ayrıca ifadesi sırasında aslını teslim ettiği keşidecisi ... olan 9.300 TL meblağındaki çeki de sanıktan aldığını beyan ettiği, 9.300 TL meblağındaki çekin keşidecisi ...'ın alınan beyanında bu çekin 30.01.2009 tarihinde İstanbul Beylikdüzünde meydana gelen silahlı yağma olayında çalındığını ifade ettiği, 31.08.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre çekteki ilk ciro imzasının sanığın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, her iki çeki de ilk olarak sanığın kullanarak tanık ...'ye verdiği ve bu şekilde resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia olunan olayda;1- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;Oluşa, sanığın aşamalardaki savunmalarına, tanık beyanlarına, bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın sahte olarak düzenlendiği belirlenen 19.03.2009 vade tarihli çek ile yağma sonucu ele geçirilen ve 25.07.2009 vade tarihli olarak düzenlenen çeki kullandığı anlaşıldığından resmi belgede sahtecilik suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkralarında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibarelerinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;Olayın en önemli görgü tanığı olan ...'nin yargılama aşamasında dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verildiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; adı geçenin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak suça konu çeklerin ne suretle ve kimlere hangi amaçla verildiğinin teferruatlı olarak açıklattırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.