Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 374 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4732 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi 12/08/2011-özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları yönünden09/09/2011-kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçu yönündenHÜKÜM : Mahkumiyet, 1-Sanık ... hakkında,a-TCK'nın 204/1, 53/1 maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,b-TCK'nın 158/1-d, 35/2, 43/2, 52, 53/1 maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 6.250 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, c-TCK'nın 207/1, 53/1 maddeleri gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,d- TCK'nın 157/1, 52, 53/1 maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 1.250 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin2-Sanık ... hakkında,a-TCK'nın 38/1 maddesi yollamasıyla 204/1, 53/1 maddeleri gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,b-TCK'nın 38/1 maddesi yollamasıyla 158/1-d, 35/2, 43/2, 52, 53/1 maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 6.250 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükme karşı temyiz isteminin reddine dair3-Sanık ... hakkında,TCK'nın 279/1, 62, 50/1-a 52 maddeleri gereğince 3.750 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkinDosya incelenerek gereği düşünüldü:Suç tarihlerinde avukat katibi olarak çalışan sanık ...'nin, diğer sanık ... ile görüşerek, sanık ...'nın borçlusu olduğu, üç farklı icra takip dosyasından, (sanık ... adına kayıtlı) taşınmaz üzerine koyulan haciz şerhlerinin kaldırılması konusunda anlaştıkları, sanık ...'nin, haciz şerhlerinin kaldırılması konusunda, ...İcra Müdürlüğü ve ... İcra Müdürlüğü'nden, ...Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılmış 3 ayrı müzekkere düzenlediği, söz konusu müzekkereleri, İcra Müdür Yardımcısı imzasını taklit etmek suretiyle imzalayarak İcra Müdürlüğü'ne ait mührü de kullanmak suretiyle her birini ayrı ayrı mühürlediği, söz konusu 3 ayrı müzekkereyi 08/08/2011 tarihinde ...Tapu Sicil Müdürlüğü'ne teslim ettiği, belgeleri zimmet karşılığı teslim alan Tapu Sicil Müdürlüğü memurunun, müzekkereler üzerindeki imzalardan şüphelenerek teyit amacıyla İcra Müdürlüğü'nü aradığında söz konusu dosyalar için gerçekte haciz kaldırılması talimatı bulunmadığını öğrendiği ve müzekkereleri işlemsiz olarak iade ettiği, o tarihte izinde bulunan icra müdürü sanık ...'ın 05/09/2011 tarihinde izinden döndüğünde temyizin kapsamı nedeniyle inceleme dışı müdür yardımcısı olan sanık ...'den öğrendiği ancak 09/09/2011 tarihli bir ihbar mektubu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınana kadar yetkili makamlara her hangi bir bildirimde bulunmadığı; bu olaydan sonra ...İcra Müdürlüğü'nün başka bir takip dosyasında borçlu olan mağdur ..., alacaklı vekilinin katibi olması nedeniyle sanık ... ile görüştüğünde sanığın mağdura taahhütte bulunması halinde taşınmazındaki haczi kaldırabileceklerini söylediği ve mağdurun taahütte bulunması ardından Tapu Sicil Müdürlüğü'ne haciz kaldırma müzekkeresi yazmak için 1.200,00-TL dosya masrafı gerektiğini söylediği, bu şekilde mağduru aldatarak 1.200,00-TL parasını alan sanık ...'nin, dosyada alacaklı vekili olan avukatın bilgisi dışında ve imzasını taklit etmek suretiyle icra dosyasına, daha önce konulan taşınmaz haczinin kaldırılması hususunda talep açtığı bu suretle sanık ...'nin dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, resmi beldgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarını, sanık ...'in azmettirmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık, resmi beldgede sahtecilik suçlarını, sanık ...'nın ise kamu göevlisinin suçu bildirmemesi suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;1-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmiş olması nedeniyle sanık hakkında bir kez ceza verilip 5237 sayılı TCK.nun 43/2. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasının artırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması; nitelikli dolandırıcılık suçunun ise her bir mağdur yönünden ayrı suç oluşturacağı gözetilmeden tek suç kabul edilerek 43/2 maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uyarınca cezasının artırılması hususları karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeniy yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken adli para cezasının alt sınırın üzerinde 400 gün olarak tayin edilmesi,5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, dolandırıcılık suçuna ilişkin hükmün adli para cezasına ilişkin sırasıyla "400 GÜN", "200 GÜN","250 GÜN" ve "6.250 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "2GÜN" ve "50 TL." terimlerinin eklenmesi; ayrıca tüm mahkumiyet hükümlerinin TCK'nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Sanıklar M... M... T... ve ... yönünden yapılan incelemede:a)Sanık ...'in yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, yakalama üzerine alınan ifadesinde beyan ettiği adresine tebliğe çıkarıldığı ancak adresten ayrıldığı gerekçesiyle 15.05.2013 tarihinde bila tebliğ iade edildiği; adres kayıt sistemindeki adresine ise 08.04.2013 tarihinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği ancak tebliğ mazbatasında herhangi bir açıklamaya yer verilmediğinin anlaşılması karşısında tebliğin usulsüz olup temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin 05.07.2013 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede: Sanık M... M...'in, sanık ...'yi azmettirdiğine ve atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, b)Sanık ...'nın suç kastı olmadığı yolundaki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunması, olay tarihlerinde izinde olması ve izin dönüşü olayı diğer sanık ...'ten öğrenmesi ile ifadeye çağrılması arasındaki sürenin çok kısa olması karşısında sanığın suç kastıyla hareket etmediği anlaşıldığından unsurları itibariyle oluşmayan kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin ve sanık ...'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/01/2016 tarihinde sanık ... hakkında kurulan hükümler yönünden oyçokluğu ile, diğer hükümler yönünden oybirliğiyle karar verildi.