Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 348 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17991 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Sanık ...'ın, hakkında verilen beraat hükmüne yönelik yaptığı temyiz taleplerinin incelenmesinde; Sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle hakkında verilen beraat kararını temyiz etmede hukuki bir yararı olmadığı gibi, hükmün gerekçesine yönelik bir temyiz isteminin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; bu konudaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Katılan vekili tarafından sanıklar haklarında verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde; 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu'nun 1. 2. ve 3.maddeleri uyarınca; Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna devamlı ve yeterli gelir kaynağı sağlamak amacıyla, televizyon, radyo, DVD cihazlarını imal ya da ithal edenlerin veya satışa sunanların, söz konusu cihazları satışa sunmadan önce TRT Kurumundan bandrol veya etiket almaya mecbur olduklarının düzenlendiği, TRT Kurumunun, anılan Kanun hükümlerine istinaden 2009 yılının Nisan ayına kadar tek tip bandrol uygulamasının bulunduğu; bu tarihten sonra ise her bir cihazın cins ve değeri açısından farklı bir bandrol veya etiket alınması uygulamasına geçilmesine rağmen televizyon satışı yapan sanıkların, televizyon satımının yapılabilmesi için alınması zorunlu olduğu düzenlenen ve belirli bir bedel karşılığında TRT Kurumundan alınması gereken bandrolleri almayarak; tek tip bandrol uygulamasının geçerli olduğu dönem içerisinde katılan kurumdan usulüne uygun şekilde aldıkları daha eski tip olup radyo cihazı için belirlenen ve daha ucuz olan bandrolleri kullanmak suretiyle televizyon satarak katılan kurumun zararına haksız menfaat temin ettiklerinin iddia edildiği olayda; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalana inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Ve ayrıca sanığın, haksız menfaati temin etmeden önce hileli hareket sergileyerek karşı tarafın iradesinin sakatlayıp haksız menfaat temin etmelidir.Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama konusu olan bandrollerin katılan kurumdan alınması sırasında herhangi bir usulsüzlüğün veya aldatma niteliğinde bir davranış sergilenmediği gibi sahte oluşturulduğuna dair herhangi bir belirlemenin de söz konusu olmadığı, bandrollerin TRT kurumundan alınan gerçek bandroller olduğunun tespit edildiği, bu durumda bandrollerin alımı sürecinde, kamu görevlilerini aldatmaya yönelik herhangi bir hileli hareketin söz konusu olmadığının sabit olduğu, sanıkların, sadece 2009 yılının Nisan ayından sonra mevzuat gereği kullanılmaması gereken tek tip bandrolleri kullanmak suretiyle televizyon satışı yapmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinde; katılan kurumun veya söz konusu ürünleri satın alan tüketicilerin ya da bir başkasının aldatılmasının, kandırılmasının söz konusu olmadığının anlaşıldığı, 3093 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu'nun 6. maddesindeki düzenlemeye göre; anılan Kanunun 1'inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıya Kurum tarafından bandrolsüz veya etiketsiz olarak satışa arzedilen her bir cihaz için cihazın satış bedeli kadar idarî para cezası verileceği ve bu cihazları bandrolsüz veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlara her bir cihaz için cihazın rayiç değerinin yarısı kadar idarî para cezası verileceği, tahakkuku müteakip tebliğ edilen para cezalarını ödemeyenler hakkında ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılacağının belirtildiği, bu maddeye göre kesilecek idari para cezalarına karşı da tebliğ tarihinden itibaren, ilgili kişinin bir ay içerisinde yetkili idare mahkemesinde dava açabileceğinin düzenlendiği, bu yasal düzenlemelere göre hiç bandrol olmadan cihaz satmak bile kanun koyucu tarafından suç olarak değil; yaptırımı idari para cezası olan bir kabahat olarak düzenlendiği dikkate alındığında; somut olayda sanıkların, TRT Kurumundan usulüne uygun olarak alınmış olan; ancak süresi ve tipi gereği geçersiz olduğu belirlenen bandrolleri kullanmak suretiyle cihaz satmaları şeklinde gerçekleştirdikleri eylemlerinde; dolandırıcılık suçunun unsurlarını oluşturmayacağının anlaşılması karşısında; mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.