Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 344 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4592 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 52/4, 53/1-3, 63, 54/1. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 60 gün karşılığı 1.200 TL adli para cezası, müsadere Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kendisini hoca olarak tanıtıp katılanlarda güven telkin ettikten sonra kimliği tespit edilemeyen Abdullah isimli kişiyle iştirak halinde hareket eden sanığın, gerçekte içinde sarı metallar ve pirinç bulunan çantayı içinde altın olduğunu söyleyerek ve içine bakılmaması uyarısında bulunarak katılanlara verip karşılığında yaklaşık 30.000 TL değerinde yabancı parayı almak şeklindeki eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine inceleme dosya kapsamına göre sanık ile katılanlar vekilinin yerine görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak tayin edilmesi,2-TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu, 3-Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK' nın 58/6-7. maddeleri gereğince mükerrirler hakkındaki infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair hususları incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.