MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Her iki sanık hakkında; TCK'nın 37, 158/1-f,35/2,62,52,53,63 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 41.660 TL adli para cezası, ayrıca sanık ... hakkında 58 maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimiDosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar ... ve ...'ın yakalanamadığı için açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen Zeki adlı kişi ile fikir birliği içerisinde hareket ederek şikayetçi ... ile 24/11/2011 tarihinde telefonla irtibata geçerek emniyetten aradıklarını, hesabından terör örgütüne para çekildiğini, yardımcı olması gerektiğini söyleyerek ve gün boyunca sürekli olarak şikayetçiyi arayıp hayatının tehlikede olduğunu, operasyon yapıldığını, bu nedenle evine gitmemesi ve başka insanlarla konuşmaması gerektiğini söyleyerek şikayetçiyi korkuttukları, telefon konuşmaları sırasında şikayetçinin bankada 101.000 TL parasının olduğunu öğrendikleri, paranın tamamını çekerek ... isimli şahsın kimlik numarasını vererek havale etmesini istedikleri, şikâyetçinin 50.000 TL parayı sanıkların belirttiği bankaya ... adına havale ettiği, banka görevlilerinin şüphelenmesi üzerine paranın ödenmediği, şikayetçinin ailesinin merak edeceğini söylemesi üzerine, şüphelilerin telefonları üzerinden ailesi ile görüşüp o gün gelemeyeceğini, dışarıda kalacağını söylediği, gece saat 00:12'de “operasyon bitti, evine gidebilirsin” diye şikayetçiye söyledikleri, böylece sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen somut olayda;Sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıkların şikâyetçiyi telefonla arayarak emniyetten aradıklarını bildirip hesabından terör örgütü adına para çekildiğini, hayatının tehlikede olduğunu, kimseyle konuşmaması gerektiğini söyleyip şikâyetçinin banka hesabında bulunan parayı sanık ...'in hesabına havale etmesini istedikleri, şikâyetçinin de havale işlemini yapmasına rağmen banka görevlileri tarafından sanık Bekir’in şüpheli tutum ve davranışları nedeniyle çeşitli bahanelerle sanığa ödeme yapılmadığı, şikâyetçinin aldatılmasında bankanın yalnızca ödeme aracı olduğu ve araç olarak kullanılmadığı gözetilerek basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması yerine suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,Kabulunü göre;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi zorunluluğu,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.