Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 311 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4595 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 15 - 2012/89922MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/03/2011NUMARASI : 2009/379 (E) ve 2011/122 (K)Suç : DolandırıcılıkSUÇ TARİHİ : 19/02/2007Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sanığın sorgusunda beyan ettiği adrese adres bırakmadan taşındığından bahisle tebliğ edilemediği, mahkemece Tebligat Kanununun 21. maddesi gereğince sanığın MERNİS adresi bulunmasına karşın bu adres yerine, daha önce tebligat yapılamayan adrese bu kez Kanunun 35. maddesi gereğince 06.07.2011 tebliğ işlemi edildiği, yapılan tebligatın usulsüz ve sanık müdafiinin temyiz istemi süresinde olduğu kabul edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın daha önce borcundan dolayı haczedilen işyerindeki malları, daha sonra işyerini devralan ve haciz işleminden haberi olmayan katılana bedeli mukabili devrettiği, devirden sonra icra memurlarının aynı icra dosyası kapsamında yeniden haciz yaparak malları muhafaza altına alıp götürdükleri, böylece sanığın baştan beri zarar verme kastıyla hareket ettiği anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Hapis cezası, adli para cezası yaptırımına çevrilirken TCK’nın 50. maddesi hükümde gösterilmemiş ise de, bu husus mahallinde düzeltilebilir bir eksiklik olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN", "25 GÜN" ve "500 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "80 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.