Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 218 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4508 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : Mahkumiyet (TCK'nın 157/1, 52/2 maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 6.000 TL adli para cezası, TCK'nın 53/1,2,3 maddesi uyarınca aynı maddede belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, TCK'nın 51/1,3,5,7 maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesi, 1 yıl süre ile denetime tabi tutulma)Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılanı telefonla arayarak kendisini komiser olarak tanıtan kimliği tespit edilemeyen kişinin; "terör örgütü hesabınızı ele geçirdi, paranızı iade edebilmemiz için vereceğimiz hesaba para yatırmalısınız" diyerek hile ile aldatarak birlikte menfaat elde etmek için parasını söylenen hesaba yatıran katılanın gönderdiği hesabın sanık İsa'ya ait olduğu, sanığın akrabası olan diğer tespit dışı kişinin talebiyle hesap açtığını, bu kişiyle araba satışından gelecek paradan hesabını kullandırması karşılığında pay verilmek üzere anlaştıklarını, katılanın parasını çeken sanık İsa'nın bunu diğer tespit dışı kişiye teslim edip komisyonunu aldığını beyan ettiği, bu amaçla birden çok bankada hesap açtığını ancak dolandırıcılık suçundan haberinin olmadığını beyan etse de bu savunmasını ispatlayamadığı anlaşıldığından kimliği tespit edilemeyen diğer bir kişiyle birlikte dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06/04/2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesiyle, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve TCK'nın 51/3. maddesi gereğince denetim süresinin alt sınırının, mahkum olan hürriyeti bağlayıcı ceza süresinden az olmayacağının gözetilmemesi,2-5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu husus, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının denetim süresine ilişkin kısmındaki "1 yıl" ibaresi çıkartılarak yerine "2 yıl" yazılması, ayrıca TCK'nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.