Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 150 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 866 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiEK KARAR TARİHİ : 04/02/2011Suç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK 157/1, 62, 52/2, 52/4, 53, 58 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezasıEK KARAR : Temyiz isteminin reddi (sanık müdafii açısından)Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın olay tarihinde katılanın işyerine katılan olmadığı sırada geldiği, işyerinde çalışan kişiye kendisini doktor Kemal Güneri olarak tanıttığı, eşinin gelerek telefonlara baktığını belirterek katılanın ismini söyleyerek nerede olduğunu sorduğu, sonrasında işyerinde çalışan şahıs tarafından sanığın katılan ile telefonda görüştürüldüğü, sanığın telefonu kapattıktan sonra katılanın da bilgisi dahilinde eşine gösterip geri getireceğini söyleyerek dört adet Samsung telefonu alarak işyerinden ayrıldığı ve telefonları geri getirmediği, bu suretle atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;1-Sanık müdafiinin temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;Sanık müdafiinin yüzüne karşı verilen karara karşı yasal süresi geçtikten sonra 04/02/2011 tarihinde temyiz inceleme başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla ; temyiz isteminin reddine dair 04/02/2011 gün, 2010/208 E, 2011/ 19 K sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik başvurunun reddiyle ek kararın ONANMASINA, 2- Sanığın temyiz talebine yönelik yapılan incelemede;Sanık müdafiinin baroca görevlendirilmesi ve sanık ile müdafiinin yargılama aşamasında yüzyüze gelmemeleri, sanığın müdafiinin görevlendirilmesinden haberinin olmaması nedenleriyle sanığın 04/02/2011 tarihli temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine verildiğinin kabulü ile yapılan incelemede;Katılan ve tanık beyanları, teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin (c) bendinin hükümden çıkartılarak yerine "TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi ve TCK'nın 53/1. maddesinin (b) bendinin uygulanmasına ilişkin kısımda yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.