Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11242 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10758 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 52, 62, 53 maddeleri gereğince ayrı ayrı 3'er yıl hapis, 6.000'er TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların iştirak halinde hareket ederek sanık ...'i yaşlı ve sahipsiz bir kimse gibi diğer sanık ...'i de akli melekeleri yerinde olmayan oğlu gibi katılana tanıtıp, gömü altın buldukları ve katılana satmak bahanesi ile aldattıkları ve katılandan 30.000 TL haksız menfaat elde ettiklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda;1-Sanık ... 'in temyiz talebine ilişkin olarak yapılan incelemede;Sanık ...'e yokluğunda verilen kararın sorgusunda bildirdiği adrese 31.01.2013 te usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 08/02/2013'te hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca, temyiz isteminin REDDİNE,2-Sanık ... müdafiinin temyiz talebine ilişkin olarak yapılan incelemede; İddia, savunmalar, katılanların beyanları, tutanaklar, teşhis işlemleri ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların iştiraken dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;a-02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,b-Kabule göre de; TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden de hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.