Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11237 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12990 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 39, 52. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası, 15.000 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanlardan Yaşar'ın, kendisini arayarak 827 adet altın satmak istediğini beyan ederek altınların fotoğrafını gönderen ancak açık kimliği tespit edilemeyen ...'ın Doğubayazıt ilçesine davetine arkadaşı olan diğer katılan ... ile icabet ettiği 1 hafta içerisinde üç defa Doğubayazıt ilçesine geldikleri, ilk gelişlerinde ... isimli bir şahıs ile amcası olarak tanıttığı şahsın evine iki defa giden katılanlarla sanıkların alış veriş konusunda anlaşamadıkları, ilk gelişte şahısların katılanlara bir avuç dolusu altın gösterdikleri, en son suç tarihinde her biri 15 bin lira olmak üzere toplam 30 bin lira para ile Doğubayazıt ilçesine gelen katılanlarla ... ve amcası olarak bildikleri sanıkların bir kahvede buluştukları, ...'ın amcası olarak tanıtılan şahsın "parayı verin, ben altınları paketleyip geleyim" diyerek parayı alıp çıktığı, ...'ın ise katılanlarla kaldığı bir süre sonra onun da bir bahane ile katılanların yanından kalkıp gittiği ve bir daha geri dönmediği, Doğubayazıt İlçe Emniyet Müdürlüğünde yaptırılan çoklu teşhis tutanağında katılanların .... İltezer'i kendisini ...'ın amcası olarak tanıtan şahıs olarak teşhis ettikleri ve sanık....'in Doğubayazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2012/34 -251 E-K sayılı kararı ile yargılanarak cezalandırıldığı, ... isimli sanığın açık kimlik bilgilerinin hala tespit edilememiş olması nedeniyle hakkında ayırma kararı verildiği, sanık ...'ın suçun işlenmesi sırasında evini kullandırmak suretiyle dolandırıcılık suçuna yardım suretiyle iştirak ettiğinin iddia ve kabul olunduğu olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın aşamalarda değişmeyen ve inkar içeren savunmasının yanında kendisine ait olduğuna ilişkin tutanak içeriği okunup, olay mahalli olan evi kendisinin kullanıp kullanmadığı yada kimlerin kullandığının sorulmaması, soruşturma aşamasında sanık ile ilgili bir teşhis işleminin bulunmaması, yargılama aşamasında katılanlar için yazılan talimatların talep edildiği halde teşhis işleminin yaptırılmadan kısmen ikmalen iadesi karşısında, olayın aynı zamanda tanığı konumunda olan katılanlara usulüne uygun teşhis işlemi yaptırılmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi,Kabule göre de;1)Subut halinde, 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2)Suçun aynı anda görüşülen katılanlardan aynı ortamda haksız menfaat temin edildiğinin anlaşılması karşısında TCK'nın 43 maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3)5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinde düzenlenen güvenlik tedbirlerinin, hapis cezasına mahkûmiyetin sonucu olduğu ve uygulanmaması kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, hâkimin takdir hakkının bulunmadığı da gözetilmeden, sanık hakkında TCK.nın 53. maddesinin uygulanmaması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.