Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11054 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12469 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : TCK'nın 155/1, 52 ve 53. maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Suç tarihinde Universal Menkul Değerler A.Ş. bünyesinde çalışan sanığın, bir arkadaşı vesilesi ile tanışmış olduğu katılana yatırım hesabı açabileceğinden bahisle, ilk etapta kendi şahsi hesabına katılana ait 975 lot Yazıcı Holding hisselerinin devrini sağladığı, sonraki tarihlerde katılanın sanığa hisse alması talebi ile 4.798 TL daha EFT yapmış olduğu, sanığın katılanın talebine rağmen katılan adına hesap açmayı ertelediği, daha sonra katılanın namına 3545 nolu hesabın açıldığı, katılanın bu hesaba 100 lot alınması talebiyle 18/04/2006 tarihinde tekrar EFT yaptığı, sonradan hesap ekstresini talep ettiğinde bahse konu hesapta sadece 100 lot bulunduğunu gören katılanın durumu sanığa sorduğu, sanığın katılana diğer müşteri danışmanlarının katılana ait hesabı görüntüleyemeyeceğini ifade ederek bir müddet daha katılanı oyaladığı ve daha sonra ortadan kaybolduğu, sanık savunması, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan suç vasfına ve sübutuna ilişkin kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin metinden çıkartılmış olması ve sanığın üzerine atılı basit güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırmaya tabi olması karşısında söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.