Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/02/2016 tarihli ve 2015/129663 soruşturma, 2016/15396 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/04/2016 tarihli ve 2016/1929 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/11/2016 gün ve 105-34-9694-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/11/2016 gün ve 2016/391200 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteminde;Dosya kapsamına göre, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf kapsamında bulunduğu gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda müşteki ..... tarafından İstanbul 6. Noterliği tarafından düzenlenen 13/03/1987 tarihli vekaletname ile şüpheli ...'ın vekil olarak tayin edildiği ancak vekaletnamede şüphelinin kambiyo senedi düzenleme yetkisinin yer almamasına ve söz konusu vekaletin 14/02/2007 tarihinde azledilmesine rağmen şüphelinin müşteki adına 15/12/2013 keşide tarihli 700.000 dolar bedelli bono düzenleyerek diğer şüpheli ...'a verdiği anlaşılmakla, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 04/04/2016 tarihli ve 2016/1929 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.