Dolandırıcılık suçundan şüpheliler Halil Fırat, Ahmet Üçer ve Hasan Bilgin hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/01/2016 tarihli ve 2015/38477 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/02/2016 tarihli ve 2016/709 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/11/2016 gün ve 105-34-8808-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2016 gün ve 2016/392194 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteminde;Şüpheli Yusuf Tanrıverdi hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/11/2015 tarihli ve 2015/38477 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müştekiye tebliğ edilmediği anlaşılmakla, müşteki vekili Avukat Çağrı Çelik tarafından sunulan 12/07/2016 tarihli dilekçenin bahse konu karara itiraz dilekçesi olarak mahallinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yapılan incelemede;5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne kararverebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda şüpheliler Halil Fırat, Hasan Bilgin ve Ahmet Üçer'in beyanlarına başvurulmadığı, hakkında takipsizlik kararı verilen Yusuf Tanrıverdi'nin beyanlarında belirttiği ve şüpheli Halil ile altın alışverişini yapan kişilere ait olduğu belirtilen telefon numaralarının kime ait olduklarına ilişkin araştırmanın tam olarak yapılmadığı, bu numaralar ve numaraları kullanan şahıslar arasında irtibat olup olmadığına dair soruşturma yapılmadığı, müştekiler İhsan Okşak ve ... ile tanık Mustafa Özdemir'in beyanlarında, Halil Fırat'ın bahse konu ilişkiyi organize eden kişi olduğu belirtilmesine rağmen, şüpheli ile ilgili araştırma yapılmadan karar verildiği, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği, eksik soruşturma sonucunda ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Şüpheli Yusuf Tanrıverdi hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilen 23/11/2015 tarihli ve 2015/38477 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müştekiye tebliğ edilmediği anlaşılmakla, müşteki vekili Av. Çağrı Çelik tarafından sunulan 12/07/2016 tarihli dilekçenin bahse konu karara itiraz dilekçesi olarak mahallinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yapılan incelemede;Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliği'nin 19/02/2016 tarihli ve 2016/709 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.