Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10511 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10554 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, hakaretHÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK'nın 157/1, 62, 52, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca hapisten çevrili 6.000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası ile sanık ... hakkında TCK'nın 125/1, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetineDosya incelenerek gereği düşünüldü:Suç tarihinde parkta oturmakta olan katılanın yanına gelen kimliği tespit edilemeyen şahsın bir süre katılan ile sohbet ettiği, bir süre sonra katılanın kalkması ile bu şahsında kalkarak beraber yürüdükleri, katılanın tuvalet ihtiyacını gidermek için girdiği Belediye Kültür Merkezi arkasında bulunan lavabodan çıktığında karşısında sanıkları gördüğü, bu sırada kimliği tespit edilemeyen şahsın sanıklara “memur bey bu şahıs bana para vererek burada bana cinsel tacizde bulundu” dediği, bunun üzerine sanıkların katılana kimlik göstererek polis olduklarını ve bu olayı eşi ve çocuğuna anlatacaklarını söyleyerek korkuttukları, ayrıca sanık ...'ın da katılana hitaben “şerefsizsin” diyerek hakaret ettiği, bu olayı örtbas etmek için katılandan para talep ettikleri, katılanında inanarak 400 TL nakit ve bankamatik kartından çektiği 1.100 TL'yi sanıklara verdiği, sanıkların bu surette dolandırıcılık ve sanık ...'ın hakaret suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, 1) Sanık ... hakkında dolandırıcılık ve hakaret suçlarından dolayı verilen mahkumiyet hükümleri açısından yapılan incelemede; Sanığın hüküm tarihinden sonra 29/07/2014 tarihinde vefat ettiğinin UYAP üzerinden MERNİS'ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2) Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı verilen mahkumiyet hükmü açısından yapılan incelemede;a) Sanığın olay ile ilgisi olmadığına ilişkin istikrarlı savunması, katılanın sanığı kesin olarak teşhis edemediğine ilişkin kolluk tarafından tutulan teşhis tutanağı ve mahkemece her hangi bir teşhis işleminin yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakamayacak şekilde tespiti bakımından, sanık ile katılanın aynı oturumda bir araya getirilmesi, bunun sağlanamaması halinde suç tarihindeki sanığı temsil edecek fotoğrafın mahkemece temin edilmesi suretiyle 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Hakkında Kanunu'nun ek-6 maddesine uygun şekilde teşhis işleminin yaptırılması, ayrıca bankamatik güvenlik kamera kayıtlarının çözümünün yaptırılarak gerekirse görüntülerde tespit edilecek şahsın sanık olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu aldırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi, b) 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,c) Kabule göre de, doğru bir şekilde hükmün 8. bendinde sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi nedeni ile TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasına yer olmadığı kararı verilmesine rağmen, hükmün 9. bendinde sanık hakkında TCK'nın 58. madde gereğince mükerrerlere özgü infaz rejimine göre cezanın infazına karar verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması ile ayrıca 5275 sayılı Kanunun 108. maddesinin 2. fıkrası gereği sanığın birden fazla tekerrüre esas alınabilecek sabıkasının bulunması halinde, bunlardan sadece en ağır cezayı içeren mahkumiyet ilamının esas alınması gerekirken, sabıka kaydındaki birden fazla kesinleşmiş ilamın tekerrüre esas alınması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.