Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10492 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10389 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : 5237 sayılı TCK'nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2, 52/4 maddeleri uyarınca hapisten çevirme 3.000 TL ve doğrudan verilme 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasınaDosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinde katılanın iflas etmesi sebebiyle kapattığı işyerinde bulunan 3.000 TL değerindeki 3 adet ütü paskarası, 2 adet üçlü buhar kazanı, 3 adet sehpa, 1 adet büyük masayı sanığa ait işyerine emaneten bıraktığı, malların bu işyerinde bir kaç ay kaldığı, sonrasında katılanın eşyalarını almak için sanığa ait işyerine gittiğinde işyerinin kapatılmış olduğunu gördüğü, katılanın kendisinde mevcut olan sanığa ait telefon numarasını aradığında sanığın ''paranı vereceğim, zararını karşılayacağım'' diye katılanı oyaladığı, bu şekilde sanığın katılana ait malları sattığı anlaşıldığından güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1-)02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ''etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile'' ibaresinin metinden çıkartılmış olması ve sanığın üzerine atılı basit güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırmaya olması karşısında söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2-)Kabule göre de; a-Sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi b-Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca sanığın tekerrür hükümleri bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 08/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.