MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK’nın 158/1-i, 62, 52/2, 53/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık, 01.08.2016 havale tarihli dilekçesi ile mahkeme başkanı hakim Yavuz Karaarslan’ın silahlı terör örgütü suçlaması ile HSYK tarafından görevden ihraç edildiğini, Elazığ’da görevli iken tutuklandığını, CMK’nın 311/1-c maddesi gereğince hakimin aleyhine ceza kovuşturmasını gerektirecek biçimde görevini yapmada kusur etmesinin yargılamanın yenilenmesi sebebi olduğunu, CMK’nın 24. maddesine göre hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı reddinin istenebileceğini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği tarafsızlığından şüphe duyulan hakimin davadan çekilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yön de esas alınarak bozulmasını talep etmiş ise de; CMK’nın 311/1. maddesine göre ancak kesinleşmiş kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabileceği ve kararın da henüz kesinleşmemiş bulunduğu anlaşıldığından, sanığın talebinin ek temyiz dilekçesi olarak kabulü ile yapılan incelemede; Sanığın Kahramanmaraş Barosu’nda 187 sicil numarasıyla kayıtlı avukat olduğu, Baro Disiplin Kurulunun 03.04.2003 tarih, 2003/29 E. 2003/8 K. ve 03/08/2006 tarih, 2006/6 E. 2006/11 K. sayılı kararlarıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 153. maddesi gereğince tedbir mahiyetinde işten yasaklı olduğu, bu sebeple karar tarihinden itibaren avukatlığa ait hak ve yetkileri kullanamadığı, sanığın yasaklanma devam ederken avukatlık bürosuna gelen ve sanığın olay tarihinde işten yasaklı olduğundan haberdar olmayan mağdur ...’a bu durumu açıklamadığı ve mağdurun haksız yere işten çıkartılması nedeniyle iş mahkemesinde açmak istediği davayı takip etmek ve masraflar için mağdurdan 1.200 TL aldığı, vekaletnameyi daha sonra düzenleteceğini söylediği, davayı mağdurun kendisinin açtığı ve davasının takip edilmemesi nedeniyle sanıktan şikayeti üzerine sanığın avukat ...’yı arayıp bir duruşmaya katılımını sağladığı, mağdura da aldığı 1.200 TL’yi duruşmaya giren avukatın ücretine mahsup edeceğini bildirdiği, ancak avukat ...’ya hiç ücret ödemesi yapmadığı iddia olunan olayda;Sanığın ikrar içeren savunmaları, mağdur ve tanıkların beyanları ile tüm dosya kapsamından sanığın suç tarihinden önce Kahramanmaraş Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yaptığı, ancak hakkında tedbir mahiyetinde işten yasaklanma cezası verildiği ve buna rağmen kendisini avukat olarak tanıtıp dava işlerini yürütmek için mağdurdan para aldığı anlaşıldığından, sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 153. maddesinde hakkında meslekten çıkarma cezasını gerektirebilecek mahiyette bir işten dolayı kovuşturma yapılmakta olan avukatın disiplin kurulu kararıyla tedbir mahiyetinde işten yasaklanabileceği, aynı Kanun’un 155/1. maddesinde işten yasaklanmış olanların bu tarihten itibaren avukatlığa ait yetkileri hiçbir şekilde kullanamayacakları ve yine aynı Kanun’un 63/1. maddesine göre de baro levhasında yazılı bulunmayanlar ve işten yasaklanmış olan avukatların, şahıslarına ait olmayan dava evrakını düzenleyemeyecekleri, icra işlemlerini takip edemeyecekleri ve avukatlara ait diğer yetkileri kullanamayacaklarının belirtilmesi karşısında, baro disiplin kurulu kararıyla tedbir mahiyetinde işten yasaklanan sanığın avukatlık faaliyetlerini yerine getirme yetkisi kalmadığı halde üzerinde avukatlık levhası bulunan bürosunu ve avukatlık ruhsatnamesini kullanarak mağdurdan haksız menfaat elde etmek şeklinde gerçekleştirdiği eyleminin TCK’nın 158/1-d maddesi kapsamında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan baronun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın TCK'nın 158/1-i maddesi uyarınca cezalandırılması, 2- Mağdurun, paranın avukat ...’ya verilmesi gereken paradan mahsup edileceğini sanığın kendisine söylediğini, zararının giderilmiş kabul edilmesini istediğini ve şikayetçi olmadığını ifade etmesi karşısında, zararının ne zaman ve ne şekilde karşılandığı mağdura açıklattırılarak zararın karşılandığı tarihin kesin olarak tespiti ve sanığın etkin pişmanlık gösterip göstermediği değerlendirilerek sonucuna göre TCK'nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.