Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10426 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10240 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157, 52/2 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ve 300 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılanın ...plakalı kamyonunu satmak amacıyla Oto Pazarına götürdüğü,kendisini... olarak tanıtan ve galerisi olduğunu söyleyen sanığın aracı satın almak için 18.250 TL ye pazarlık yaptığı ve 100 TL kapora verdiği, tarafların aracın satış işlemleri ile birlikte aracın satış tutarını ödemek üzere ertesi gün sanığın işyerim dediği Oto Onur isimli işyerinde buluştukları, sanığın katılana aracın satışı için temyiz dışı sanık ...'e vekaletname vermesi gerektiğini söylemesi üzerine katılanın Büyükçekmece Noterliğinin 04/07/2011 gün ve 10814 sayılı vekaletname ile Şahin'i vekil tayin ettiği işyerine tekrar geldiklerinde sanığın katılandan aracın ruhsatını alarak para getireceğini bahanesi ile dükkandan ayrıldığı,katılanın bir süre sanığı beklediği, telefonla aradığında kendisini oyalayan sanığa sonrasında ulaşamayan katılanın şikayette bulunmak için başvuruda bulunduğu sırada, sanıkların buluşarak birlikte Bakırköy 15. Noterliğine gittikleri ve araç satışına ilişkin vekaletnameye dayanarak kamyonun satışının sanık ...'a yapıldığı böylece hileli hareketlerle haksız menfaat temin eden sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda ,İddia, sanık ve temyiz dışı sanık ...'in savunmaları, katılan beyanı, tanık anlatımı, teşhis tutanağı, vekaletname, araç satış sözleşmesi ve tüm dosya kapsamına göre sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Kabule göre de;2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 10 gün olarak tayin edilmesi, 3-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.