Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10403 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10515 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : 3 kez TCK'nın 157/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 2.400 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan ...'ın bir vesile ile sanıkla tanıştığı, sanığın kendisini gümrük şirketi sahibi olarak tanıtarak Kanada'ya işçi göndereceğini, tanıdıklarının olup olmadığını sorduğu, katılan ...'ın sanığı katılan ... ile tanıştırdığı, katılan ...'ın da yanında muhasebecisi olan şikayetçi ...'ın da hazır olduğu bir ortamda üç oğlu ve yakınlarından oluşan 13 kişi için kimlik fotokopileri ve resimlerle birlikte kişi başı 201 TL'den toplamda 2.613 TL parayı sanığa verdiği, sonrasında sanığın ortadan kaybolduğu, bu suretle sanığın katılanlara ve şikayetçiye karşı ayrı ayrı olmak üzere üç kez dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın her aşamada atılı suçlamayı kabul etmeyip katılanları ve şikayetçiyi tanımadığını beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılanlar ile sanğın yüz yüze getirilerek teşhis yaptırılması, mümkün olmaması halinde sanığın teşhise elverişli resimlerinin temin edilerek katılanlara teşhis yaptırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi, 2-02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,3- Kabule göre de;a-Sanığa 13 kişi adına para verenin katılan ... olduğu, 13 kişinin sanıkla muhatap olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin bir kez dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, ancak eyleminin TCK'nın 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerine uyduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,b-Hükmün gerekçe kısmında “sanık hakkında tertip olunan cezada olayın oluş şekli itibari ile alt sınırdan aşılmak suretiyle ceza tertibi cihetine gitmek gerektiği” belirtilmiş olmasına rağmen hükümde adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesine rağmen hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesi suretiyle çelişki yaratılması,c-TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.