Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10324 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9754 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62, 52/2, 52/4, 53 ve 58/6. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılanın, Ziraat Bankası'ndan 9.150 TL destekleme parasını çektiği, dışarıya çıktığında yanına gelen bir şahsın katılana bankada memur olduğunu belirterek ödemede bir yanlışlık olduğunu, kimliğinin fotokopisini çektirerek tekrar bankaya gelmesini söylediği ve katılanın elindeki parayı aldığı, katılanın kimlik fotokopisini çektirerek bankaya geri geldiğinde bu şahsın bankada çalışmadığını anladığı, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda;Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;1-Soruşturma aşamasında tanzim edilen teşhis tutanağında katılanın sanık ... ...'yı teşhis ettiği belirtmiş ise de, katılanın 29.07.2010 tarihli duruşmada yeterince türkçe bilmediği gerekçesi ile tercüman vasıtası ile alınan ifadesinde, ''ben emniyette gösterilen fotoğraflardan birinde sanığı teşhis etmiştim'' şeklindeki, yine katılanın 13.09.2012 tarihli tercümansız olarak verdiği ifadesinde ''Bana göstermiş olduğunuz fotoğraflardaki şahıs olay günü benim paramı alan şahsa çok benzemektedir. Ancak olayın üzerinden zaman geçtiği için ben şu anda net bir şey söyleyemiyorum. Olay tarihinde polisler bana sanığın fotoğrafını gösterdiğinde de paramı alan kişinin fotoğraftaki şahsa benzediğini söylemiştim'' şeklindeki ifadeleri karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından sanık ile katılanın aynı oturumda bir araya getirilerek tercüman vasıtası ile sanığın teşhis işleminin yaptırılması,2-Kabule göre de;02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten/lerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.