Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10302 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9831 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62/1, 52 ve 53. maddelerine göre 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ve hak yoksunluğuDosya incelenerek gereği düşünüldü:Arıcılık yapan şikayetçi ...'in olay tarihinde işi gereği Adana'da olduğu ve eşi Melek'in rahatsızlığı nedeniyle Solhan'dan Adana'ya tedavi olmak için geldiği, olay tarihinde şikayetçinin eşini Adana Devlet Hastanesinde muayene ettirdikten sonra sanığın şikayetçinin yanına gelerek kendisini hastanede görevli Dr. Kerim olarak tanıtarak "merhaba Bingöllü hemşehrim" diyerek şikayetçi ile konuşmaya başladığı ve kendisinin daha önce Bingöl'de çalıştığını ve Bingöl'de oteli bulunan Hidayet isimli şahsı tanıdığını belirterek şikayetçiye bu şahsı tanıyıp tanımadığını sorduğu, şikayetçinin tanıdığını belirtmesi üzerine fakirlere yardım etmek için Hidayet'e para göndermek istediğini, ancak yanında 200 TL olduğunu belirterek şikayetçiden bozuk para olup olmadığını sorduğu, şikayetçinin sanığa bozuk 400 TL olduğunu belirtmesi üzerine sanığın şikayetçiden bu parayı alarak " muayaneye gidelim, hem ben sana 500 TL parayı veririm, 400 TL kendine, kalanı da Hidayet'e verirsin, hem de çay içeriz " dediği ve şikayetçi ile birlikte giderek bir işyerini göstererek burada kendisini beklemesini söylediği ve çay söyleyeceğini belirterek olay yerinden uzaklaştığı, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda;İkrar, şikayetçi anlatımı, tanık beyanı, teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanığın sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;1-02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK'nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında; söz konusu kanun değişikliğine göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Kabule Göre de;2-TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten/lerden dolayı 5320. sayılı Kanun'un 6723. sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.