MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Sanıkların ayrı ayrı; a) 5237 sayılı TCK'nın 158/1-d, 168/1, 62/1, 52 ve 53. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ve 160,00 TL adli para cezası ile, b) 5237 sayılı TCK'nın 204/1, 204/3, 43/1, 62/1 ve 53. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile mahkumiyetlerineDosya incelenerek gereği düşünüldü:1) Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;Sanığın yokluğunda verilip, savunmasında beyan ettiği Mernis adresinde usulüne uygun olarak 21/02/2014 tarihinde tebliğ edilen, 03/10/2013 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra sanığın yaptığı 20/02/2015 tarihli temyiz inceleme ve eski hale getirme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;Sanık ...'in sahibi olduğu, diğer sanık ...'ın da muhasebe elamanı olarak çalıştığı işyerinde bir süre eleman olarak çalışan mağdur ... Selim'den, sanıkların sigorta işlemlerini yapacaklarını söyleyerek nüfus cüzdanı fotokopisini alıp, mağdurun kimlik bilgileri ve sanık ...'ın fotoğrafını kullanarak sahte nüfus cüzdanı çıkarttıkları, ardından da bu sahte nüfus cüzdanı ile Büyükçekmece 3. Noterliği'ne giderek sanık ...'ın kendisini mağdur ... Selim olarak tanıttığı ve tapuda mağdur adına kayıtlı Büyükçekmece Kıraç Köyü 759 parsel numaralı taşınmazın satışı için sanık ...'e vekalet verdiğine ilişkin 20.03.2006 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnameyi hazırlattığı, sanık ...'in de bu vekaletnameyi kullanarak aynı gün içerisinde suça konu yeri katılana 4.600 Dolar bedelle tapuda devir yaparak sattığı, sanıkların bu surette nitelikli dolandırıcılık ve zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, Sanık ...'in diğer sanık ... ile birlikte hareket ederek mağdur ... Selim'in nüfus cüzdanı fotokopisini alıp, sanık ...'ın resmini kullanmak suretiyle sahte nüfus cüzdanı oluşturdukları, ardından da bu nüfus cüzdanını kullanarak noterden düzenleme şeklinde sahte vekaletname çıkartıkları ve bu vekaletname ile de Tapu Müdürlüğünde satış işlemini yaptıkları, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunması, mağdur beyanı, satış işleminin sanık tarafından üzerinde sanık ...'ın fotoğrafı olan ancak mağdur ... Selim adına düzenlenmiş vekaletname ile gerçekleştirilmiş olması ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,3) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;Noterlik bir kamu hizmeti olmasına rağmen, TCK’nın 158/1-d maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde olmadığı, ancak mahkemece noterlik bir kamu kurumu olarak kabul edilip sanık ...'in TCK 158/1-d maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın diğer sanıkla iştirak halinde hareket ederek, Nüfus Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü'nün maddi varlıklarını kullanılarak menfaat temin ettiğinin sabit olması karşısında, sanığa verilen ceza itibariyle sonuca etkili görülmediğinden bu husus, ayrıca suça konu menfaatin katılan ...'den temin edilmesine ve katılan ...'nin de zararının giderilmediği yönündeki beyanına rağmen, sanık hakkında TCK 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezasının alt sınırın üzerinde “30 gün” olarak tayin edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz başvuruları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN", “10 GÜN”, “8 GÜN” ve “160 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", “1 GÜN”, “1 GÜN” ve “20 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.