Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10209 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16173 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeHÜKÜM : TCK'nın 152/1-a, 62, 53/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın sevk ve idaresindeki araçla alkollü bir halde seyir halinde iken bir ticari taksiye çarpıp kaçmaya başladığının ihbar edilmesi üzerine polis ekibinin sanığa dur ikazında bulunduğu ve sanığı takibe aldığı, kaçmaya devam eden sanığın yolun sonunda sıkıştırıldığı, ancak geri geri gelerek kendisini takip eden arkadaki polis aracına çarpıp kaçmaya devam ettiği ve bir başka ekip tarafından durdurulabildiği iddia olunan olayda;Sanığın tevilli ikrar içeren savunmaları, şikayetçilerin beyanları, görgü ve tespit tutanakları ile tüm dosya kapsamından sanığın yakalanmamak için geri geri gelerek polis aracına çarptığı anlaşıldığından kamu malına zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Tekerrüre esas sabıkası olan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış olup,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki ???velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.