Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10122 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9820 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : TCK'nın 158/1-a, 52, 58. maddeleri gereğince 2 yıl hapis ve 600 TL adli para cezasıDosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay günü katılanın ... ilçe pazarında dolaştığı sırada sanığın katılanın yanına yaklaşarak kendisini tanıyıp tanımadığını sorduğu, katılanın tanımadığını söylemesi üzerine sanığın yurtdışından yeni geldiğini, bu nedenle hatırlamamış olacağını söylediği, sonrasında ise cenazelerinin olduğunu, ölen kişinin çok parasının olduğunu, bu parayı dağıtacaklarını söyleyerek katılanın yardım etmesini istediği, katılanın kabul etmesi üzerine bir apartmanın önüne geldikleri, sanığın içeri girip bir süre sonra çıkarak hoca içeride mevlüt okuyor diyerek katılana 4.000 TL para verip dağıtmasını istediği, kısa süre sonra da hocanın parayla birlikte altınları da okuyacağını söyleyerek verdiği parayı geri istediği, ayrıca katılanın kolunda bulunan yaklaşık 5.000 TL değerindeki bilezikleri de alıp apartmana tekrar girdiği, sanığın tekrar apartmandan çıkmaması üzerine katılanın binadan çıkan bir şahsa binada cenaze olup olmadığını sorduğu, cenaze olmadığını öğrenmesi üzerine dolandırıldığını anladığı, bu suretle sanığın dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulamasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, Ancak ;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “30 gün” ve “600 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” ve “100 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.