Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10066 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17618 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralamaHÜKÜM : Yaralama suçundan: TCK'nın 86/2-3e, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince 2 kez 5 ay hapis ve hak yoksunluğu, mükerrirlere özgü infaz rejimi. Mala zarar verme suçundan: TCK'nın 151/1, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis ve hak yoksunluğu, mükerrirlere özgü infaz rejimi. Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinde sanık ...'nin katılan ...'na ait lokantaya geldiği, iş yeri çalışanları ile tartışması üzerine lokantada bulunan sürahileri fırlatarak kırdığı ve katılan ...'in kafasına sürahi ile vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralamak suretiyle sanığın mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarını işlediği iddia ve kabul edilen olayda;Savunma, katılanların anlatımları, tanık beyanları, görgü tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eylemlerinin mala zarar verme ve kasten yaralama suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.TCK'nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, Ancak;TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında TCK'nın 53/1-c. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.