Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 976 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10830 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif temsilcilerinin de imzası olan satış ve devir protokolü ile dava dışı ...'ın davalı kooperatifteki payını ve D Blok 13 nolu daireyi 110.000,00 TL bedelle devraldığını, yönetim kurulunun da aynı tarihte karar alarak ortaklığa kabul ettiğini, ileride doğacak tapu ve ortak alan masrafları dışında hiçbir borcu olmadığının tevsik edildiğini, daha sonra 13 nolu dairenin numarası 14 olarak değiştirilerek kooperatif adına tescil edildiğini ileri sürerek, davalı kooperatif üyesi olduğunun tespiti ve kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla dava sebebini davalı kooperatifin genel kurul kararlarıyla yönetim kuruluna vermiş olduğu yetkiye dayanarak müvekkilinin satın aldığı daireyi kat mülkiyetine geçerken haksız ve yolsuz olarak tescil ettiğinden dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescili olarak değiştirmiştir.Davalı vekili, davacının ve dava dışı ...'ın kooperatif ortağı olmadığını, ... ile yapılan 28.10.2006 tarihli adi yazılı sözleşmeyle dava konusu dairenin inşaat işi karşılığında satışının taahhüt edildiğini, ancak hiçbir işlem yapılmadığından müvekkilinin bu şahsa borcu olmadığını, satış ve devir protokolünde ikinci başkana ait olduğu iddia edilen imzanın sahte olduğunu, kooperatifin ilzamı için en az iki imzanın bulunmasının şart olduğunu, ayrıca birinci başkan ... hakkında görevi bıraktığı 23.06.2007 tarihine kadar olan dönemde zimmet suçlaması ile kamu davası açıldığını, bu davaya konu olan protokole benzer başka sahte protokollerin de yapılmış olduğunu, davacının 24.01.2007 tarihli sözleşmeyi ... ile arasında imzaladığını, kooperatifin sözleşmede taraf olmadığını ve kendilerine yüklenen herhangi bir taahhüt bulunmadığını, kooperatifin kullandığı 2004-2007 yıllarına ait karar defterinin zayii olduğunun mahkeme kararıyla sabit olduğunu, adi şekilde yapılan 2006 tarihli satış sözleşmesindeki taahhütlerin de yerine getirilmediğini, bu hususta 23.09.2008 tarihli ihtarnameye rağmen davacı tarafından herhangi bir ödeme de yapılmadığını, davacının üye olduğu kabul edilse bile 49.800,00 TL borcu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Dahili davalı, cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davanın dayanağı olarak gösterdiği 24.01.2007 tarihli protokol başlıklı belgenin incelenmesinde D blok 13 nolu dairenin ... isimli bir şahıs tarafından davacıya satılmış olduğu anlaşılmış olup, ...'ın söz konusu daireyi devredebilmesi için davalı kooperatife üye olması gerektiği, oysa ...'ın kooperatif ortağı olmadığı, kooperatifin yönetim kurulu kararlarında, hazirun cetvellerinde ... isimli bir ortağının olmadığı, ... ile kooperatif arasında yapılmış olan ve 13 nolu dairenin ...'a verileceğine dair bulunan anlaşmanın kooperatifler hukuku açısından da geçerli bir anlaşma olması ve kooperatifin herhangi bir dairesinin bir bedel ile üçüncü bir şahsa verilebilmesi için yönetim kurulu kararının yeterli olmadığı, mutlaka bir genel kurul kararının olması gerektiği, bu durumun Kooperatifler Kanunu'nun 42. maddesi ve anasözleşmenin 23. ve 44. maddelerinde açıkça belirtildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar veirlmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Dava konusu taşınmaz yargılama aşamasında el değiştirerek dahili davalı ... ...'a devredilmiş olup mahkemece, HMK'nın 125. maddesi uyarınca davacıya seçimlik hakkını kullanmak üzere süre verilmesi gerekmekte ise de davacı tarafça tapu maliki davaya dahil edilmiş olduğundan seçimlik hakkını HMK'nın 125/1-a maddesi doğrultusunda kullandığı kabul edilmiştir.Davacı tarafça davalı kooperatifin üyesi olduğu iddiası ile üyeliğinin tespiti ile tapu iptali ve tescil istenmiş ise de 20.11.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dayandığı maddi vakıaları değiştirdikleri belirtilerek satış sebebiyle tapu iptali ve tescil istedikleri açıklanmıştır.Davalı tarafça da davacının ve daireyi devreden ...'ın kooperatif üyesi olmadığı savunulmuştur. Mahkemece, davanın ıslahı üzerine bilirkişi kurulundan alınan ek raporda; kooperatif genel kurulunda alınan karar ve davalı vekilinin kabul beyanları karşısında davalı kooperatifin geçerli bir satış kararı ile dava konusu daireyi yapılacak iş bedeli karşılığı davalı ...'a satmış olduğu, kural olarak yüklenicinin işi yapmadığı veya eksik yaptığını iddia etmesi halinde ispat külfetinin yükleniciye ait olacağı, ancak somut olayda davalı kooperatifin ...'a tahsilat makbuzu kestiği, sonuçta kooperatifin yüklenicilere karşı avans verme yetkileri olmadığı dikkate alındığında ...'ın bu bedel karşılığında dava konusu dairenin sahibi olduğu, davalı kooperatifin yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini iddia etmesi halinde ispat külfetinin yer değiştireceği ve bu hususu kooperatifin kanıtlaması gerektiği, yüklenicinin kendisine ait olan daire ve bu daire üzerindeki haklarını üçüncü kişiye alacağın temliki hükümlerine göre devredebileceği, yazılı şekilde yapılan alacağın temliki ile davacının dava konusu daire ile ilgili tescil talebinin haklı olacağı şeklinde görüş bildirilmiş olmasına rağmen uyuşmazlığın ıslah dilekçesi ve tarafların davacının üye olmadığı yolundaki kabulleri doğrultusunda satım ilişkisi çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken, davanın ıslah edilmiş olduğu gözardı edilerek ıslahtan önce alınmış bulunan kooperatif hukuku çerçevesinde değerlendirme yapan bilirkişi asıl raporuna dayalı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.