MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit, ihraç kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili asıl davada, davalı kooperatif ortağı olan müvekkilinin borcu bulunmamasına rağmen kooperatifçe 226.000,00 TL borcun ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, Eylül 2002 ayı dahil aidat borcunun mahkeme kararıyla belirlenip ödenmesine rağmen kooperatifçe bu dönemden önceki aidat ve işlemiş faizlerinin de ihtarnameyle istendiğini, 2002 yılı sonrası genel kurulları ile alınan kararlardan müvekkilinin haberdar edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin ihtarnameyle istenen miktarda borcunun bulunmadığının tespitine, birleşen davada ise, davalı kooperatifin aidat borçlarını ödemediği gerekçesiyle müvekkilini üyelikten ihraç ettiğini, müvekkilinin davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerde belirtilen miktarda borcu bulunmadığını ileri sürerek, yönetim kurulunun 20.02.2009 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ihtarnamelerde belirtilen borcunu ödemediğini ve açılan davanın yersiz olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl davada 181.124,50 TL borçlu olmadığının tespitine, birleşen davada ise ihraç kararının iptaline ilişkin verilen karar Dairemizce, 28.10.2007 tarihli genel kurulda, yapı kullanım izin belgesinin alınması için kararlaştırılan aidatın değerlendirilmemesi nedeniyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, Eylül 2002 ayı dahil olmak üzere mahkemece hüküm altına alının miktarların icra dosyasına 16.12.2009 tarihinde ödendiği, 28.10.2007 ve sonraki genel kurullarda alınan kararlar dikkate alındığında dava tarihi itibariyle 42.658,72 TL borcu bulunduğu, birleşen davada ise, 27.11.2008 tarihli ihtarla muaccel olmayan Ekim aidatının istenilmesi ve talep edilen miktarla gerçek borç arasında ciddi fark olması nedeniyle ihtarların geçersiz olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya 183.314,28 TL borcu bulunmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen dava konusu 20.02.2009 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, menfi tesbit istemine ilişkin olup, mahkeme ilk kararda, davacının, davalıya 181.124,50 TL borçlu olmadığının tespitine karar vermiş, verilen karar davalının temyizi üzerine davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozma doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda, asıl alacağın bozmada değinilen genel kurullarda alınan kararlar nedeniyle artmasına rağmen, 6098 sayılı Kanun'un 120. maddesinin uygulanması nedeniyle faiz borcunda azalma olmuş ve sonuçta davacının, 183.314,28 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verildikten sonra bozma üzerine davacı lehine kazanılmış haklar gözetilerek ilk kararla belirlenen miktardan daha fazlası yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.