Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8625 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1795 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen menfi tespit davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin . gün ve . Esas, . Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile birlikte, dava dışı ...r tarafından, . . ..'den kullanılan krediye, müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, asıl borçlunun borcu ödememesi üzerine borcun davalı tarafından ödendiğini ve borcu ödeyen davalının, müvekkilinin de aralarında bulunduğu diğer kefillere karşı icra takibi başlattığını, kredi sözleşmesinde müvekkili gibi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı bulunan davalının borcun tamamı üzerinden takip başlatmasının 818 sayılı BK'nın 488. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife dava tarihi itibariyle 40.893,39 TL borçlu olmadığının tespitini, fazladan ödenen mikarın istirdatını ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla, menfi tespit istemini 47.792,70 TL'ye arttırmış, istirdat isteminin ise 10.674,42 TL olduğunu bildirerek, bu meblağın 26.08.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, kredinin verilmesi aşamasında, müvekkili kooperatifin alacaklı sıfatı ile icrai tahsilat yapabileceğine ilişkin kefiller tarafından imzalanan bir taahhütname verildiğini, borcun tamamının müvekkili tarafından ödenmesi nedeniyle müvekkilinin asıl alacaklı sıfatıyla takip yapmasında hukuka aykırı bir durum olmadığını savunarak, davanın reddini ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.Mahkemece, icra takip tarihi olan 24.08.2009 tarihi itibariyle, kredi borcu taksitlerinden 1.987,71 TL tutarlı ilk taksidin muaccel hale geldiği ve asıl borçlu tarafından ödenmemesi üzerine, bu taksidin davalı kooperatifçe ödendiği, davalı kooperatifin icra takip tarihi itibariyle ancak ödediği bu tutarı işlemiş faizi ile birlikte talep edebileceği, asıl alacak, işlemiş faiz, icra takip masrafları, icra vekalet ücreti ile birlikte davacının bu borcun 825,58 TL'sinden sorumlu olduğu, oysaki davalıya toplam 11.500,00 TL ödeme yaptığı, bu itibarla davacının fazladan ödemiş olduğu 10.674,42 TL'nin iadesini isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile Samsun 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/12224 E. sayılı takip dosyası nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, 10.674,42 TL'nin 26.08.2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin, ... tarih ve . E., .. K. sayılı ilamıyla, sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı kooperatifçe kredi alacaklısı bankaya ödenen miktarın tamamının rücuen tahsili, kredinin asıl borçlusu .. .. talep edilebilir ise de, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davacının diğer kefil davalıya karşı sorumluluğunun, 818 sayılı BK'nın 487/2. maddesi yollaması ile somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken aynı Kanun'un 488. maddesinin 2. cümlesi uyarınca her bir kefile düşen pay ile sınırlı olduğu, davacı kefilin, kredi başvurusu sırasında ibraz ettiği taahhütnamenin doğmamış haktan feragat niteliğinde olduğundan geçerliliği bulunmadığı, bu durumda, mahkemece, bu feragatin geçerli olmadığı ve kefil olan davacının borcu ödeyen diğer kefil davalı kooperatife, borç miktarının toplam kefil sayısına bölünmesi suretiyle davacıya düşen miktar kadar sorumlu olduğu gözetilerek, kooperatifin kendi temerrüdü ile davacı yanca yapılan ödemelerin de dikkate alınarak hesaplama yapılması doğrultusunda bankacı bir bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davacı tarafça, dava tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespiti istenmiş, bu tarihi itibariyle belirlenen alacak tutarı üzerinden dava ıslah edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının takip tarihi itibariyle borçlu olduğu miktar hesaplanmıştır. Mahkemece, dava tarihi itibariyle davacının borçlu olduğu ve olmadığı miktarların hesaplatılacağı tabiîdir. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 57,60 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 30.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.