Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8606 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10247 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2011/29-2013/178Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı N. (B.) Y. ile birleşen davada davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı vekili, yüklenici müvekkili ile arsa sahibi davalılar V.. Ö.., V.. D.. ve dava dışı diğer arsa malikleri arasında 15.02.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği 1,2,3,5,8,9,10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin müvekkiline ait olduğunu, müvekkiline düşen 11 nolu bağımsız bölümün sözleşmeye aykırı olarak N. B. isimli şahsa satıldığını, tapu devrinin de yapıldığını, sözleşmenin tarafı olan davalılara sözleşme şartlarına uymaları konusunda ihtar çekildiğini, ihtarnamenin 06.07.2010 tarihinde V.. Ö..'e, 05.07.2010 tarihinde ise V.. D..'e tebliğ edildiğini, haksız satışın iptal edilmediğini ileri sürerek, 11 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı N. (B.) Y., gazete ilanı ile ev ararken kendisini müteahhit olarak tanıtan O. K. ile tanıştığını, dava konusu bağımsız bölüm için 85.000,00 TL'si peşin, 17.000,00 TL'si senetle ödenmek üzere anlaştıklarını, tapu dairesinde O. K.'a ödeme yaptığını, senetleri ona verdiğini, tapuyu devraldığını, daha sonra dava açılınca yüklenicinin O. K.'ın babası olan davacı olduğunu öğrendiğini, baba oğulun danışıklı davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı V.. D.., davacı F.. K..'ın, O. K.'ın babası olduğunu, asıl yüklenicinin O. K. olduğunu ve fakat sözleşmeyi F.. K.. ile düzenlediklerini, baba oğul olmaları nedeniyle bunda bir mahsur görmediklerini, 10 numaralı dairenin satışını verdiğini ve ardından 11 numaralı yerin satışının da istendiğini, oysa inşaatın 3. kat betonu atılmış şekilde durduğunu ve hiç ilerleme olmadığını, alıcıların çok ısrar etmesi üzerine ve O. K.'ın inşaatı çok kısa zamanda bitireceğine söz vermesi üzerine satışı verdiğini, tapuyu devraldığını, satışın yüklenici adına yapıldığını, her aşamasında O. K.'ın hazır olduğunu, satış parasını O. K.'ın aldığını, beraber iş yapan baba ve oğulun aralarının bozulduğunu ve davacının bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı V.. Ö.. cevap vermemiştir.Birleşen davada davacı vekili, 11 numaralı dairenin satıldığı N. B.nin davalı G.. D..'un kardeşi olduğunu, taşınmazın, N. B. tarafından G. Y.'a muvazaalı olarak satıldığını ileri sürerek, 11 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı G.. D.., davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 11 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün dava tarihindeki değerinin 43.000,00 TL olduğu, taşınmazın tapu kaydı arsa sahibi V.. D.. adına kayıtlı iken 02.11.2010 tarihinde asıl davada davalı N.B.ye satıldığı, N. B.tarafından da 04.03.2011 tarihinde birleşen davada davalı G.. D..'a satıldığı, davacı yüklenici F.. K.. tarafından 15.02.2010 tarihli ihtarname ile kendisine isabet eden yerlerin satılmaması gerektiğinin ihtar edildiği, ihtarın 05.07.2010 ve 06.07.2010 tarihlerinde arsa sahiplerine tebliğ edildiği, satışın ise tebliğ tarihlerinden sonra 02.11.2010 tarihinde davalı V.. D.. tarafından yapıldığı, tanık beyanına göre, dava konusu 11 nolu bağımsız bölümün yüklenici F.. K..'ın oğlu O. K.tarafından satıldığı ve satış bedelinin O. K.'a ödendiği belirlenmiş ise de, yüklenici F.. K..'ın noter ihtarı ile kendisi dışında taşınmazın üçüncü kişilere satışını istemediğini açıkça arsa sahibine bildirdiği, birleşen davanın davalısı G.. D..'un, eldeki davanın yargılaması devam ederken taşınmazı satın aldığı ve satışı kardeşi olan N. B. yaptığından uyuşmazlığı bilmemesinin mümkün bulunmadığı, iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği, davalılardan V.. Ö..'in arsa payı karşlığı inşaat sözleşmesini vekil olarak imzalaması ve daire satış sözleşmesinin tapu maliki V.. D.. tarafından yapıldığı gözönüne alındığında V.. Ö..'in husumetinin bulunmadığı, yargılama aşamasında dava konusu taşınmaz G.. D..'a devredildiğinden davalı N.. Y..'ın da pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın davalılar V.. D.. ve G.. D.. yönünden kabulüne, 11 nolu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı F.. K.. adına tesciline karar verilmiştir.Karar, asıl davada davalı N. (B.) Yazar ve birleşen davada davalı G.. D.. vekilince temyiz edilmiştir.1-Asıl ve birleşen dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece hükme dayanak alınan, davacı yüklenici tarafından keşide edilen Sincan 1. Noterliği'nin 29.06.2010 tarih ve 19460 yevmiye numaralı ihtarda, davacı yüklenici tarafından arsa sahiplerinin, sözleşme şartlarına uymaları, kendisine düşen dairelerin, bilgisi dışında satılmaması ile satış yapılacak olursa bile kendilerinden alınacak vekaletname ile bizzat kendisinin işlem yapacağı hususu bildirilmiştir. Anılan ihtarnamede, yüklenici, kendisinin "bilgisi dışında" satış yapılmamasını ihtar etmiş olup; gerek asıl davada davalı arsa malikleri ile satış yapılan N.. Y.., gerekse birleşen davada davalı G.Y. tarafından, satış işleminin yüklenicinin "bilgisi dahilinde" yapıldığı, oğlu olan O. K.'ın işlemler sırasında hazır bulunduğu, satış bedelinin bir kısmının dava dışı O.K.'a peşin olarak ödendiği, kalanının ise davacı yüklenici F.. K.. adına keşide edilen senetlerle ödendiği savunulmuştur. Asıl ve birleşen davada davalılar N. (B.) Y. ve G.. D.. tarafından F.. K..'ın lehtarı bulunduğu senet suretleri sunulmuş olup; olayla ilgili olarak Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/495 E. sayılı dosyasında davacı yüklenici ile oğlunun yargılandığı belirtilmiştir. Dosyada bulunan iddianame kapsamından, dava konusu taşınmazın satışı ile ilgili F.ve O. K. hakkında dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece, asıl ve birleşen davada davalılar N. (B..) Y. ve G.. D.. vekili tarafından örnekleri sunulan ve asılları ceza soruşturması kapsamında adli emanete alınan senetlerdeki ciro imzasının F.. K..'a ait olup olmadığı yönünde inceleme yapılarak, imzanın F.. K..'a ait olduğunun tespit edilmesi halinde senet asıllarının borçluların elinde olmasının ödendiğine karine teşkil ettiği gözetilerek dava konusu dairenin davacı yüklenicinin bilgisi dahilinde satıldığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi, ciro imzalarının davacı yükleniciye ait olmadığının tespiti halinde ise iş bu davanın sonucunu etkileme olasılığı bulunduğundan Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/495 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılıgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.Gerekçeli karar başlığında birleşen davada davalı "G.. D.."un isminin, "N.. Y.." olarak yazılmış olması, HMK'nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur. 2-Bozma nedenine göre, asıl davada davalı Nurten (Bilici) Yazar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalılar N. (B.) Y. ve G.. D.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçen davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı N. (B.) Yazar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.