Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8587 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9822 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 17/04/2013NUMARASI : 2012/236-2013/88Taraflar arasındaki asıl ve birleşen kayıt kabul davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, müvekkilinin P. A.Ş.'den devraldığı taşınmaz üzerinde müflis davalıların fabrika ve işyerleri olduğunu, davalıların 05.03.2003 tarihli taahhütnamelerine rağmen fiilen taşınmazı ve üzerindeki fabrika ile işyerlerini kullanmaya devam ettiklerini, davalılar hakkında iflas kararı verildiğini, taahhütname gereği 10.07.2003 tarihinden 21.11.2006 iflas tarihine kadar olan süreç için işlemiş faiziyle birlikte 1.129.842,66 TL ecrismisil tazminatı ile taşınmazın tahliye edilmesi taahhüt edilen 22.12.2004 tarihinden satış tarihi olan 29.09.2005 tarihine kadar olan süre için 3.143.614,92 TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 4.273.457,58 TL alacağın iflas masasına kaydı için yaptıkları müracaatların iflas idarelerince reddolunduğunu ileri sürerek, bu alacağın müflis davalıların iflas masalarına kaydını talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekili, davaya konu alacakla ilgili İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/448 Esas sayısına kayıtlı dava olduğunu, bu nedenle iflas masasına kayıt taleplerinin haklı olarak reddolunduğunu savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.Mahkemece, Dairemizin birinci bilirkişi kurulu raporu ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirtilerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına rağmen ek rapora dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığına işaret eden bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 05.03.2003 tarihli tahliye taahhütnamesinin 7. maddesi uyarınca davalıların her ay 25.000,00 USD ecrimisil ödemesinin kararlaştırıldığı, davacının buna uygun olarak 10.07.2003 tarihi ile taşınmazın satıldığı 29.09.2005 tarihleri arasında aylık 25.000,00 USD üzerinden toplam 666.667,00 USD (973.600,49 TL) ecrimisil talep edebileceği, taşınmazın tahliyesinde temerrüde düşülen 22.12.2004 tarihi ile taşınmazın satıldığı tarihler arasında kalan dönem için toplam 2.325.000,00 USD cezai şart talep edilebileceği, bunun TL karşılığının 3.136.657,50 TL olduğu, ecrimisil için taraflar arasındaki protokol gereğince Libor +3 oranı üzerinden ancak basit faiz uygulanmak suretiyle temerrüt faizi talep edilebileceği, ödeme tarihleri yönünden kesin vadeler belirtilmiş olduğundan buna uygun olarak hesaplama yapıldığı ve sonuçta 97.899,56 USD (142.972,52 TL ) faiz talep edilebileceği, dolayısıyla tüm davalıların iflas masasalarına tahsilde tekerrür etmemek üzere 4.253.230,51 TL'nin kaydı gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.Asıl ve birleşen davalar kayıt kabul istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararda taraflar arasındaki protokol ve 05.03.2003 tarihli taahhütname gereğince davacının ecrimisil alacağına libor +3 puan üzerinden bileşik faiz işletilebileceği, sonuç olarak, 108.556,49 USD faiz talep edebileceği kabul edilmiş ve hükmün bu bölümü taraf vekillerince temyiz edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki protokol, 05.03.2003 tarihli sözleşme ve temyiz edilmemekle oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek, ecrimisil alacağının işlemiş faizinin libor + 3 puan bileşik faiz oranı üzerinden hesaplanması gerektiğinin kabulü ile bilirkişinin bu oran üzerinden yapmış olduğu hesaplamanın denetlenmesinden sonra karar verilmesi gerekirken, bilirkişinin bileşik faiz talep edilemeyeceği görüşünün benimsenmesi suretiyle yanılgılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan, İİK'nın 195/1. maddesi " Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca yabancı para alacağının iflas tarihindeki efektif döviz satış kurundan TL'ye çevrilerek masaya kaydına karar verilmesi gerekir. Mahkemece, asıl ve birleşen davalarda davacının 2.325.000,00 USD cezai şart alacağının iflas tarihindeki efektif döviz satış kuru üzerinden TL'ye çevrilerek, talep miktarı da gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken, davaya konu alacağa dayanak taşınmazın satış tarihi olduğu anlaşılan 29.09.2005 tarihi itibariyle TL'ye çevrilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davalarda davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.